2 Nisan 2013 Salı

Haberleri İzlemek Cinnet Sebebi Olabilir Mi?

Dün akşam bir tweet attım, “Öteki Sinema sitesinin kurucusuyum, seyrettiğim korku, gerilim, istismar filminin haddi hesabı yok ama ‘haberler’i izleyemiyorum” diye yazdım. Sabah Pis Yedili, Harem gibi dizilerin müziğini yapan yetenekli ve insan sevgisiyle dolu dostum Murat Özdemir aradı, “sana çok hak veriyorum, izlenecek gibi değil, izlediğimde de kâbuslar görüyorum” dedi telefonda.

Kendi aramızdaki sohbeti buraya da açayım istedim.

Ulusal TV’lerde yayınlanan ana haber kuşağının vatandaşları delirtmek, intihara meyilli hale getirmek gibi bir misyonu var da biz mi bilmiyoruz?

Kanaltürk’te gecenin bir yarısı Martin Scorsese ustanın 'Gangs of New York' filmi yayınlanıyor. Amerikan İç Savaşı öncesi New York’ta çıkan halk ayaklanmasının çerçevesinde epey şiddet yüklü bir hikâye anlatıyor ama içerdiği “grafik şiddet”, kurmaca olduğuna ikna olduğumuz bir gösteri… İsyancılardan biri askerlerin üzerine elinde bir baltayla koşuyor, askerler de onu yaylım ateşiyle öldürüyor ama kimi öldürdüklerini kimse tahmin bile edemez çünkü adamı ayak tırnağından saç teline kadar buzlamışlar! Film kuşa çevrilerek ve sürekli buzlanarak piç edilmiş ki bu kadar buzu Antarktika’da bile göremezsiniz! Sonuç; TV’de film izlenmez, izlemeyin!

Bu kadar korumacı bir yaklaşım için kime teşekkür etsek azdır. Devlet baba bizi TV üzerinden gelen şiddet ve çıplaklıktan korumak için ant içmiş olmalı ama bu dayatmacı anlayışı aşan, Ozon tabakasından bile daha büyük bir delik var; Haberler!

En dayanılmaz olanları Flash TV ve Fox’da ama üç aşağı beş yukarı bütün ana haber yayınları aynı… Her akşam evin ortasında kovalarca suyla temizleyemeyeceğiniz kadar kan, intikam, aldatma, namus temizleme, cinnet geçirme hikâyeleri… Stephen King’in Shining romanında ki (Stanley Kubrick tarafından filmi de yapıldı) delirip ailesini katletmeye çalışan Jack Torrence bile masum kalıyor bu hikâyelerin kahramanlarını izlerken!

Haberler her gece bize toplum olarak gürültülü bir şekilde çöktüğümüzle ilgili güdümleme yapıyor. İhtiyacımız olan haberi verdikleri yok, tek dertleri bizi korkutmak, güvensiz hale getirmek ve sindirmek. TV’nin böyle bir gücü var gerçekten ve nedense bu “gerçek şiddet”e tanık olmak kimsenin umurunda değil.

Özel televizyonlar büyük bir heyecan dalgası yaratarak hayatımıza girdiler ve bir dönem kanuni boşlukları iyi değerlendirerek oldukça cüretkâr yayınlar yaptılar. Halkın cinsel açlığını TV üzerinden sömürmeye kalkan bu anlayış oldukça renkli bir on yıllık TV izleme sürecine yol açtı denebilir. Sansürsüz filmler, erotik şovlar, cinsel imalarla dolu gece programları… Şimdi izleyemeyeceğiniz ne varsa hepsi!

Zamanla devlet/sistem özel TV’leri nasıl kontrol edeceğini öğrendi ve bunu toplumu muhafazakârlaştıracak şekilde kullanıyor. Bir yandan da Haberler üzerinden herkese müthiş bir korku yayılıyor. Kimseye güvenmeyin, kimseyle birlikte olmayın, işinizi bitirin, evinize/kümesinize dönün ve kapıları sıkıca kapayın. Hapishanelerde mahkûmları hücrelerine sokmak için benzer bir yol izlense kesinlikle çok başarılı olunur. Kimse dışarıdaki hayata dönmek istemez.

Bizi daha duyarlı değil, daha da duyarsız, şiddeti kanıksamış ve ürkmüş hale getiren bu cinnet senfonilerini izlemeyin. Çocuklarınızdan uzak tutun! İnanın şimdiye kadar yapılmış bütün korku filmlerini peşi sıra izleseler bir doz “haberler” almış kadar etkilenmezler. Televizyondan uzak durmak zor ama “haberler” başladığında kapatın, radyoda sakin bir şeyler açın, ailenizle güzel şeylerden konuşun. Babalarımızın “aç da ajans izleyelim” dediği zamanlardan çok öte bir şey var orada artık. İzlemeyin, mutlu yaşayın.

MURAT TOLGA ŞEN

Kaynak: medyaradar.com

Hiç yorum yok: