30 Haziran 2012 Cumartesi
Nilgün Marmara'dan..
29 Haziran 2012 Cuma
İntihar Eden Yazar ve Şairler Listesi 1: Jerzy Kosiński
Jerzy Kosiński
(14 Haziran 1933 – 3 Mayıs 1991)
Musevi ve Polonya asıllı, Amerikalı yazar Polonya'nın ikinci büyük şehri Łódź'da doğdu. II. Dünya Savaşı sırasındaki bir çocukken, Doğu Polonya'da Katolik bir Polonyalı ailenin yanına sahte bir kimlikle sığındı. Bir Katolik rahibi sahte bir vaftiz sertifikası çıkarmıştı, savaş sırasında Polonya Katolik Kilisesi'nin yaptığı olağan bir uygulamaydı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Kosiński ailesine kavuştu ve tarihle siyaset dalında 1957'de Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmeden önce Polonya'da derece kazandı. 1955-1957 yılları arasında Varşova Bilimler Akademisi'nde asistan olarak görev yapan Kosinski, Ford bursuyla ABD'ye gitti. Psikoloji doktorasını yaptıktan sonra, Wesleyan ve Princeton üniversitelerinde ve Yale Üniversitesi'nde öğretim üyeliklerinde bulundu. 1962'de Amerikalı çelik imparatoriçesi Mary Hayward Weir ile evlendi.
İlk yazılarını 1960 yılında Joseph Novak takma adıyla yayımladı. Kosiński'nin en bilinen romanları arasında 1965 tarihli Boyalı Kuş ve 1971 tarihli Orada Olmak sayılabilir.
Hal Ashby 1979 yılında 'Orada Olmak' romanından uyarlama 'Being There' adlı filmi çekti ve başrolü de Peter Sellers oynadı. Senaryosu da Kosiński tarafından yazılmıştı ve 1980 yılında British Academy of Film and Television Arts (İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi) tarafından en iyi senaryo ödülüne layık görüldü. Ayrıca Amerika Yazarlar Derneği tarafından en iyi Another Medium'dan uyarlanmış komedi ödülünü de aldı.
Kosiński 3 Mayıs 1991 günü intihar etti. İntihar öncesi yazdığı ayrılma notunda şu cümleler yazıyordu:
"Her zamankinden daha uzun bir süre uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin."
Eserleri:
Boyalı Kuş
Bir Yerde (1971) Roman 1979'da sinemaya da aktarıldı.
Şeytan Ağacı
İhtiras Oyunu
Kör Randevu
Boşluk
Çelik Bilye Adımlar
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Jerzy_Kosi%C5%84ski
(14 Haziran 1933 – 3 Mayıs 1991)
Musevi ve Polonya asıllı, Amerikalı yazar Polonya'nın ikinci büyük şehri Łódź'da doğdu. II. Dünya Savaşı sırasındaki bir çocukken, Doğu Polonya'da Katolik bir Polonyalı ailenin yanına sahte bir kimlikle sığındı. Bir Katolik rahibi sahte bir vaftiz sertifikası çıkarmıştı, savaş sırasında Polonya Katolik Kilisesi'nin yaptığı olağan bir uygulamaydı. II. Dünya Savaşı'ndan sonra, Kosiński ailesine kavuştu ve tarihle siyaset dalında 1957'de Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etmeden önce Polonya'da derece kazandı. 1955-1957 yılları arasında Varşova Bilimler Akademisi'nde asistan olarak görev yapan Kosinski, Ford bursuyla ABD'ye gitti. Psikoloji doktorasını yaptıktan sonra, Wesleyan ve Princeton üniversitelerinde ve Yale Üniversitesi'nde öğretim üyeliklerinde bulundu. 1962'de Amerikalı çelik imparatoriçesi Mary Hayward Weir ile evlendi.
İlk yazılarını 1960 yılında Joseph Novak takma adıyla yayımladı. Kosiński'nin en bilinen romanları arasında 1965 tarihli Boyalı Kuş ve 1971 tarihli Orada Olmak sayılabilir.
Hal Ashby 1979 yılında 'Orada Olmak' romanından uyarlama 'Being There' adlı filmi çekti ve başrolü de Peter Sellers oynadı. Senaryosu da Kosiński tarafından yazılmıştı ve 1980 yılında British Academy of Film and Television Arts (İngiliz Film ve Televizyon Sanatları Akademisi) tarafından en iyi senaryo ödülüne layık görüldü. Ayrıca Amerika Yazarlar Derneği tarafından en iyi Another Medium'dan uyarlanmış komedi ödülünü de aldı.
Kosiński 3 Mayıs 1991 günü intihar etti. İntihar öncesi yazdığı ayrılma notunda şu cümleler yazıyordu:
"Her zamankinden daha uzun bir süre uyuyacağım. Buna sonsuzluk deyin."
Eserleri:
Boyalı Kuş
Bir Yerde (1971) Roman 1979'da sinemaya da aktarıldı.
Şeytan Ağacı
İhtiras Oyunu
Kör Randevu
Boşluk
Çelik Bilye Adımlar
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Jerzy_Kosi%C5%84ski
Etiketler:
edebiyat,
intihar eden yazar ve şairler,
Jerzy Kosiński,
yazar
26 Haziran 2012 Salı
Sonsuzluk ve Bir Gün
Yakın zamanda kendi kendime sormuştum:
Yarın ne kadar
sürer?
Oysa cevabını biliyordum, çünkü çok önceleri izlemiştim.
Angelopoulos birçok nedenden sinema tarihine usta olarak geçmiş bir
yönetmen.
Ben onu ilk kez "Sonsuzluk ve Bir Gün" sayesinde tanıdım ve
hayran oldum.
Gerçeği masallaştırmayı veya soyut rasyonaliteyi, belleğin derinliklerine
doğru yol almayı görsel bir eser olarak keşfettiğimde sinemadan aldığım haz
sıradan anlatılardan ayrılmaya başlamıştı.
Hayatı veya hayatın anlamını tanımlamayı becerebilen var mıdır bilmiyorum.
Her zihin, yaşamının bir döneminde bu meseleye mesai ayırmış ve kendisini
gözden geçirmiştir mutlaka.
Angelopoulos "Sonsuzluk ve Bir Gün"de bu fikrin peşine Alexander aracılığı
ile düşüyor. Yaşamının sonuna geldiğinde hayatını gözden geçiriyor, bu geri
dönüş anılarla sağlanan bir meditasyona dönüşüyor.
Acelesi olmayan ve uzun sekanslara düşkün ustamız bu meditasyonu ortaya
çıkarırken kendi sinema dilinin en nadide şiirlerinden birine imza atıyor.
Theo Angelopoulos kendisi ile yapılan bir konuşmada "Sonsuzluk ve
Bir Gün"e işaret ederek;
“Bir insan yaşamak
için bir tek günü kaldığını bilirse ne yapar?
Sanırım yaşamını gözden geçirir…
bazen birisiyle birlikte iken yaşarken
yaptığımız işe kendimizi öylesine kaptırırız ki, yanımızdakinin farkına bile
varamayız.
Aradan zaman geçer ve bir de bakarız ki, daha
iyi yaşama, daha iyi sevme fırsatını kaçırmışızdır." …
filmin kahramanı Alexander, yaşamı tanımlamak için o kadar çok zaman
harcadı ki, kendisi yaşayamadı.” Der.
Aslında Alexander zamanın içindeyken bunu tanımlamaya çalışmıştır.
Zamanı hissetmenin yolu Angelopoulos’tan naçizane anladığım kadarıyla
detayları görebilmekten geçer.
Acı veya mutlu her anının manası içindeki detaylardan kaynaklanmaktadır.
Alexander bu açmazı hayatının sonunda fark eder.
Zaman, hayat kafasında yarın olarak şekle bürünür.
Bunu anlamaya çalışır ve bir soruya dönüşür: Yarın ne kadar
sürer?
Sorusunun cevabını karısı Anna verir: Sonsuzluk ve Bir Gün kadar sürer.
Sonsuzluk ve Bir Gün farklı bir yolculuk filmi.
Zaman yolculuğu gibi ama giderek zamanı yok eden, soyutlayan ve masala
dönüştüren bir film.
Filmin derinlikli biçimine usta oyunculuklar, büyük bir görüntü
yönetmeninin vizörü ve Karaindrou’nun tanımlaması güç güzellikteki müziği hizmet
ediyor.
Bunca yıl sonra akla geldiğinde bile ürperten, hüzünlendiren ve dalgınlığa
uğratan bir bileşim büytün bunlar.
Bazı filmler film olmaktan çıkar ve şiir gibi akar. Hatırlayınca düşündürür
ve duygulandırır. Sonsuzluk ve Bir Gün bunun en güzel örneklerinden biri.
Şimdi anlıyorum ki Theo Angelopoulos,
bugünlerde kendi kendime sorduğum sorunun cevabını/cevapsızlığını yıllar önce
bana Sonsuzluk ve Bir Gün ile öğretmişti.
Yarın; Sonsuzluk ve Bir Gün kadar sürüyordu ve hayat detayları ile
güzeldi.
Yazan: Yıldıray Kibar
|
15 Haziran 2012 Cuma
14 Haziran 2012 Perşembe
Jeff Bridges'in Uğurlu Tişörtü
13 Haziran 2012 Çarşamba
Anna Karenina fragman ve poster
Anna Krenina; sağlam oyuncu kadrosuyla Joe Wright'ın elinde yeniden can bulmuş..
Bakalım bu defaki çevrim, Tolstoy'un bu ömlümsüz eserini ne kadar yansıtabilecek..
Bakalım bu defaki çevrim, Tolstoy'un bu ömlümsüz eserini ne kadar yansıtabilecek..
12 Haziran 2012 Salı
11 Haziran 2012 Pazartesi
Doğum Tarihlerine Göre Kişilik Özellikleri
1 Ocak - 10 Ocak: Huzursuzluk ve kavgadan hoşlanmayan. Sevdiklerine düşkün, sabırlı ve çalışkan. Kimsenin bir şeyinde gözü olmayan, kendi çalışıp kazanmaktan yana olan. Başarılı olmayı isteyen ve rahat, güvende yaşamayı arzulayan. Gayet kibar ve nazik. Doğru ve dürüst davranan. Başarısızlığa tahammülü olmayan, sevgiye önem veren. Takdir edilmekten hoşlanan, yeniliklere açık, bulunduğu alanda parlamak isteyen. Kimi zaman coşkulu bazen karamsar olabilen. Fakat asla pes etmeyen, direnen.
11 Ocak - 19 Ocak: Son derece mantıklı, becerikli, akıllı, sözünde duran. Eğitim hayatına önem veren. Öğrendiklerini kolay kolay unutmayan. Aklını ve yaratıcı hünerlerini kolaylıkla hayata geçirebilen. Neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu iyi ayırt edebilen mantıklı. Gerektiğinde sert konuşabilen. Aynı anda birden fazla konuda bilgi sahibi olabilen. Gözlem gücü yüksek, iş hayatında başarıya mutlaka ulaşabilen.
20 Ocak - 29 Ocak: Açık sözlü, yenilikçi, toplum bilinci yüksek, arkadaşlık ilişkileri güçlü. Orijinal düşünebilen, tavırlarıyla ilgi uyandırabilen buluşçu. Gerektiğinde duygularını geri planda tutarak, mantıklı hareket edebilen. Zihinsel aktivite gücü yüksek, herkesten daha çabuk öğrenebilen. Uygulamaya dönük, analizci, çağın ötesinde düşünebilen. Zorluklar karşısında aklıyla kolayca çözüme ulaşan, sınırlamalardan hoşlanmayan.
30 Ocak - 8 Şubat: Hızlı düşünebilen, gayet becerikli, dürüst ve arkadaşlıklara önem veren. Tarafsız bir gözlem gücüne sahip, yapmacık insanlardan hoşlanmayan. Yabancı dil konusunda başarılı, konuşmaları sıradışı, yenilikçi. Bulunduğu ortamda kolayca ilgi uyandıran, sıradışı espri kabiliyeti olan. Zeki, diğerlerinden çok çabuk öğrenen, kısa yoldan sonuca ulaşabilen. Bilime önem veren, tartışmalardan hoşlanan, ikna gücü yüksek.
9 Şubat - 18 Şubat: Sıradışı ilişkiler yaşamaya hevesli, özgürlüğüne düşkün yenilikçi. Yeni yerler keşfetmeye meraklı, modayı takip eden tasarımcı. Bulunduğu alana yenilikler getiren, orijinal ve çekici. Kaliteyi seven. Başkalarından oldukça farklı, rutinlikten hoşlanmayan. Arkadaş çevresi geniş. Seçici, iyi gözlemci, farklı kişiliği ile ilgi uyandırabilen. Çekiciliği ile karşı cins tarafından beğenilen, her giydiğini yakıştırmasını bilen.
19 Şubat - 29 Şubat: Hayal gücü oldukça yüksek. Sevdiklerine karşı duyarlı, çatışmalardan rahatsızlık duyan. Şifa gücü yüksek, insanlara sorunlarında yardımcı olabilen. Duyarlı bir kişilik. Acıma ve şefkat duygusu yüksek. Pozitif düşünmeye çalışan. Yaratıcı kabiliyetleri olan, yargılayıcı davranmayan, değişime açık. Karmaşa içinde yönelimini kaybetmeden ilerleyebilen, negatif insanlardan etkilenebilen. Derin tutkulara sahip, aşk ilişkilerinde verici ve cömert. Oldukça romantik, hassas.
1 Mart - 10 Mart: Duygularının farkında olan, bağımlılıklarına düşkün, kimi zaman değişken. Sosyal hayatta çekici kimliğiyle ilgi uyandıran, mütevazi ve çok sevilen. Ailesine düşkün, evini yuvasını önemseyen, aşkta tutkulu, güzel düşünen. Kötülük bilmeyen, kendine yapıldığında oldukça etkilenen. Muazzam yeteneklere sahip, sezgileri güçlü, olacakları hissedebilen. Karşı cins üzerinde duruşu, tavırları, fiziksel özellikleriyle oldukça beğenilen.
11 Mart - 20 Mart: Vizyon sahibi, her yerde başarılı olabilen. Hayallerini gerçeğe dönüştürebilen. Gücünü iyilik ve güzellikler adına yönlendirebilen. Öngörüleri doğru çıkan. Doğaüstü yetenekleri olan, yalnız kaldığında güçlenen. Başkalarını kolaylıkla etkileyebilen. Olumlu ve güçlü enerjilere sahip. Kararlılık gösterdiği zamanlarda her işin üstesinden kolayca gelebilen. Güçlü bir manyetizmaya sahip, gizlilikleri kolayca öğrenebilen sırdaş.
21 Mart - 31 Mart: Fiziksel yönden oldukça güçlü. Hedefini bilen ve yılmadan üzerine gidebilen. İsteklerine fazlasıyla düşkün. Dediğim dedik asla geri dönmeyen. Emir almaktan hoşlanmayan. Kendi bildiği yolda ilerlemeyi seven. Cinselliği yoğun ve etkileyici. Ateşli ve istekli.
1 Nisan - 10 Nisan: Çok canlı, bireylik duygusu yüksek. Yaratıcı enerjiye sahip, pırıltılı bir kişilik. Yönetme gücü olan, insanları kolayca etkileyebilen. İyi bir oyuncu (sanat), kendini ifade etmesini bilen. Hayatın güzel yanlarının tadını çıkarmasını bilen. İsteklerini gerçekleştirme gücüne sahip renkli bir kişi.
10 Nisan - 20 Nisan: Keşfetmekten, yeniliklerde bulunmaktan hoşlanan. Para harcama meyli yüksek, hoşsohbet, açık fikirli. İyi niyetli, geleceğini şekillendirmeyi seven, yürekli. İnançlı, sağduyulu, cömert ve kendine güvenen. Adaletli, yardıma hazır, takdir edilmeyi seven. Yabancı dile meyilli, seyahat etmekten hoşlanan.
20 Nisan - 30 Nisan: Güzelliklere aşık, gösterişli ve kaliteli olan herşeyi seven. Maddi ve manevi değerlerini önemseyen, koruyan, sahiplenen. Sosyal hayatın içinde yer almaktan zevk alan. Arkadaşlarının önemseyen. Güzel bir çevrede yaşamak isteyen. Duyarlı ve estetik bir kişi. İnce ve Nazik yapısıyla takdir edilen ve sevgi duyulan. Uzlaşmazlık, kavga ve çekişmelerden hoşlanmayan.
1 Mayıs - 10 Mayıs: Zihinsel yetenekleri yüksek, aklını önemseyen, sezgileri kuvvetli. İlgi alanları yoğun, dünyayı gözlemlemekten hoşlanan. Konuşma ve yazma yeteneği son derece güçlü. İnsanları kolayca çözebilen. Değerlendirme gücü yoğun, organizasyon becerisi muazzam. Başkalarıyla çalışmaya müsait, uyumlu. Fazla detaydan hoşlanmayan. Özgürlüğüne önem veren. Konuşmasıyla karşısındakini etkileyebilen.
11 Mayıs - 20 Mayıs: Gayet güvenilir, dürüst yaklaşımlara sahip. Güçlü ve derin duyguları olan. Aşk ilişkilerinde güvenilir, karşısındakine değer veren. Gerçekçi düşünebilen, kendine yeterli. Başarma tutkusu olan, çalışkan. Güzelliklere önem veren, kabalıktan hoşlanmayan. Keskin gözlem gücü olan. Başkalarının haksız sözlerinden etkilenebilen. Arkadaşlığa önem veren. Hedefine ulaştığında böbürlenmeyen. İyiliğin, vefanın kıymetini bilen.
21 Mayıs - 31 Mayıs: Çok yönlü ve becerikli. Yargı ve mantık gücüne sahip. Yenilikten hoşlanan, yeni insanlar tanımaktan zevk alan. Bilgiyi önemseyen, meraklı ve öğrenmeye aç. Mantıklı, eğri ile doğruyu ayırt etmesini bilen. Kıvrak zeka, konuşma kabiliyeti, kendini yönlendirebilen. Düşmanlarını yenmeyi başarabilecek kadar akıllı.
1 Haziran - 10 Haziran: Sosyal ilişkilerini önemseyen, akıllı davranabilen. Zeki, uzlaşmacı, hayatın güzel yanlarının tadını çıkarabilen. Nabza göre şerbet vermeyi bilen. Yeniliklerden hoşlanan. Değerli olanı bilen, duyarlı ve yapıcı davranabilen. Rahatına düşkün, sıradan şeylerden hoşlanmayan. Kaliteye önem veren. İnce, nazik, aşka önem veren. İyi niyetli, arkadaşlıklara önem veren.
11 Haziran - 21 Haziran: Modern düşünebilen, tarafsız ve objektif düşünebilen. Manyetizması güçlü, arkadaşlık olgusunu önemseyen. Özgürlüğüne düşkün, mantıklı davranabilen. Orijinal herşeyden hoşlanan. Pek çok insanla anlaşabilen. Fikirleri bir çok insan tarafından beğenilen. Kuvvetli iradesi olan. Yaratıcı, bireylik duygusu gelişmiş, haksızlığa boyun eğmeyen.
22 Haziran - 30 Haziran: Güvende yaşamak isteyen, empati yönü güçlü, duyarlı kişilik. Ailesine, sevdiklerine önem veren. Koruyucu ve kollayıcı. Gerçeklerin peşinden koşabilen. İlişkilerde uzlaşmaktan yana olan. Duygusal değerlerine önem veren, etkileme gücü yüksek. Karşısındaki kişiyi kolaylıkla etkileyebilen, ruhunun derinliklerine inebilen. Kendini güvende hissetmediğinde tepkisel davranabilen.
1 Temmuz - 11 Temmuz: Düşünce gücü yüksek, sezgileri mükemmel derecede yoğun. Bulunduğu alanı kötülüklerden arındırabilen, yenilikçi düşünebilen. Şüphelerini aydınlığa kavuşturabilen, kendini yenileyebilen. Yüzeyde olanlarla yetinmeyen, araştırmadan güvenmeyen. Zihnini ve iradesini kendi gelişimi için odaklamasını bilen. Güçlü iyileştirme gücü olan, güçlü olmayı, güvende olmayı önemseyen.
12 Temmuz - 22 Temmuz: Artistik kabiliyeti olan, aydınlanmaktan yana. Sanata meyilli. Acıma ve şefkat duyguları yüksek. idealist. Kendini inandığı bir şeye adayabilen, vizyonu yüksek. Kendini aşmak isteyen, duyarlı yüreğe sahip, özverili. Özlemleri olan, hayal gücü yüksek. Duyu dışı algıları olan. Birçok insanla anlaşabilen, aşkta derin duygulara sahip.
23 Temmuz - 1 Ağustos: Kendinden emin, bağımsız, liderlik gücü yüksek. Soylu, gururlu, gösterişli, toplumda hemen farkedilen. Sadakat duygusu yüksek, organizasyon yeteneğine sahip. Sevdiklerine düşkün, sanatkar, kolayca yükselebilen. İçi dışı bir, kalbinin sesine kulak verebilen. Sevilmeyi önemseyen. Yaratıcılık yeteneği olan, isteklerini direkt olarak açıklayabilen.
2 Ağustos - 12 Ağustos: Hoşsohbetli, neşeli, etrafını rahatlatan, vicdanlı. Para harcamayı seven, kaliteye önem veren, gururlu. Kimseyi kırmaktan hoşlanmayan, yüce gönüllü. Gezmekten, araştırmaktan hoşlanan, inanç sahibi, maneviyatı güçlü. İyi bir sırdaş, güçlü bir dost. Başkalarının emri altına girmekten hoşlanmayan, özgürlüğü seven.
13 Ağustos - 22 Ağustos: Kendini ortaya koyabilen, savaşçı, enerjik, isteklerini elde edebilen. Bilinçli, cesur, haksızlıklara boyun eğmeyen. Yeni fikirleri önemseyen. Girişimci, zeki, nerede ne yapması gerektiğini bilen. Hayatta kalmayı başarabilen. Fiziksel gücü yüksek. Karşısındaki kişiyi çabucak çözebilen, açık sözlü. Beklemekten hoşlanmayan, yeni projelere, planlamalara istekli.
23 Ağustos - 1 Eylül: Mantıklı, becerikli, akıllı, başkalarıyla kolaylıkla bağlantı kurabilen. Aşkı önemseyen, sorunlardan pek hoşlanmayan. Kaliteli ortamlar, elit yerlerden hoşlanan. Cahil insanlardan uzak duran. Keskin gözlem gücüne sahip, bir bakışta eksiklerini görebilen. Olayların ardındaki gerçekleri önemseyen ve öğrenmek isteyen. Çabuk kavrayan, net görmek isteyen, iletişimci.
2 Eylül - 12 Eylül: Ciddi bakış açısına sahip, sağlam kararlar vermeye çalışan. Beklentileri akla ve mantığa uygun, çalışkan ve planlı. Güven olgusunu önemseyen, yanlış kararlar vermekten hoşlanmayan. Disiplinli çaba, görev ve sorumluluk bilinci yüksek olan. Dayanıklı, mesleki konularda yetenekli. Dikkatli konuşan. Yaşından olgun. Sözleri tutarlı, kabul edilmekten hoşlanan.
13 Eylül - 22 Eylül: Yerinde konuşan, güçlü bir kişilik, sevme duygusu gayet yüksek. Uyumlu, dengeli, akıllı ve gayet çekici. Aşkta sıcak yürekli, nezaket dolu, güçlü imaj sahibi. Huzursuzluktan hoşlanmayan, böyle ortamlarda bulunmak istemeyen. Sosyallikten hoşlanan ama aşırı uçlara kaçmayı sevmeyen. Öncü, akıllı, iletişimci bir kişilik. Tarafsız düşünebilen.
23 Eylül - 2 Ekim: Lüks, güzellik, kaliteden hoşlanan. Sevgi dolu bir kişilik. Erkekleri yakışıklı, kadınları çok güzel olan. Sosyal yönü güçlü, yeni fikirleri seven, hassas yaradılışta. Zevkleri için para harcamaktan çekinmeyen, bu yüzden zorlanan. Seyahat etmekten hoşlanan, yeni insanlarla tanışmaktan zevk alan. Amaçları bir şekilde gerçekleştirebilecek şansa sahip olan.
3 Ekim - 13 Ekim: Başkaları tarafından her zaman ilginç, sıra dışı bulunan, çok çekici. Özgürlüğüne düşkün, kurallarla çevrelenmekten hoşlanmayan. Sosyal ilişkilerini önemseyen, popüler ve girdiği ortamlarda farkedilen. Toplum içindeki yerini önemseyen, farklı bulunmaktan hoşlanan. Kararlarını kendi vermekten zevk alan ve bunda ısrar edebilen. Günün yenilik anlamındaki tüm akımlarını takip eden, uygulayabilen.
14 Ekim - 23 Ekim: Fiziksel ve zihinsel anlamda hızlı ve aktif hareket edebilen. Sözleriyle ilgi uyandırabilen, zekasıyla her türlü sorunun üstesinden gelebilen. Aşkta aşırı duygusallık yerine gerektiğinde mantığının sesine kulak verebilen. Hislerini kağıda dökebilen. İşbirliğini önemseyen, etrafıyla uyumlu özel bir kişilik. Yenilikleri uygulamaktan hoşlanan, cinselliğine önem veren. Cazibeli, aydınlık fikirleri olan, başarmaktan, gelişmekten, büyümekte hoşlanan.
24 Ekim - 1 Kasım: Kadınları oldukça çekici, Erkekleri karizmatik. Karşı cins üzerinde gayet iyi etkililer. Mistizm, bilinmeyenler konusunda meraklı ve bu yönde yetenekleri olabilen. Dönüşüm, değişim ve her türlü yenilikten hoşlanan. Bunun için gerekirse savaşabilen. Sözleri keskin kendine güvenli. Doğruluktan hoşlanan. Disiplinli ve güçlü bir karakter. Gizliliklerine önem veren, başkalarının sırlarını kolayca öğrenebilen. Güç ve kontrol kurmaktan hoşlanan, sözlerinin dinlenmesini isteyen.
2 Kasım - 11 Kasım: Oldukça duyarlı, Romantik ve tutkulu. İdeallerinden ödün vermeyen. Hayal gücü yüksek fakat hayal ettiklerini hayatında uygulayabilen sezgileri yüksek. Aşkla büyümekten, gelişmekten hoşlanan. Aşkı için her türlü mücadeleye giren. Başkalarının sorunlarına çare bulabilen, empatisi yüksek, yönlendirme gücü yoğun. Başkalarıyla yarışabilen, yüksek noktalara er veya geç gelebilecek güçlü bir karakter. Derinlikten hoşlanan, iş olsun diye dost olmayan, dostuna gerçekten yardım edebilen.
12 Kasım - 22 Kasım: Oldukça etkileyici bir kişilik. Haksızlıklar karşısında her türlü mücadeleye girişebilen. Dürüst ve doğrucu bir insan. Hakikatlerin ışığı altında ilerlemekten yana olan. Toplumsal vizyonu yüksek, girdiği ortamlarda çekiciliği, duruşuyla kolayca ilgi uyandıran. Gayet şanslı. Sezgileri inanılmaz güçlü olacakları hissedebilen. Herhangi bir durum ve olayın ardından kolayca toparlanması bilen. Empati yeteneği güçlü. Altıncı duyusu çok yüksek. Önsezileri inanılmaz kuvvetli. Vatanına, ailesine çok düşkün biri.
23 Kasım - 1 Aralık: Ahlaki özellikleri son derece güçlü. İnanışı, özgüven duygusu gelişmiş, dürüst kişilerdir. Geniş görüşlü, vicdanlı, değerlerine önem veren, yüksek eğitimden hoşlanan. İyimser, öngörüşleri doğru çıkan. Gezgin bir ruh, yaşamı derinlemesine yaşamaktan hoşlanan. Aşkta bağlanma duygusu fazla yüksek olmasa da, sevdiklerine düşkün ve onları koruyan. Başka insanları bilgisiyle, zarafetiyle büyüleyen. Yol gösteren abilik ablalık yapabilen. İnsancıl, açık fikirli. Etik değerlere ve kanunlara saygılı. Fazla para harcamayı seven.
2 Aralık - 11 Aralık: Çok cesur. İnanmadığı hiçbir şeyi kabul etmeyen. Savaşma dürtüsü yüksek. Haksızlıklara boyun eğmeyen amaca yönelik hareket edebilen. Gayet bağımsız zincirlere tahammül etmeyen. Kimsenin lafıyla hareket etmeyen. Sadık ve oldukça fedakar. Söz verdiği zaman mutlaka yerine getiren. Aktif, hızlı ve gözü pek. Cinselliği güçlü, tutkulu, girişimci, istediği kişiye elde edebilen. Kimi zaman oldukça sabırsız, aceleci davranabilen. Rekabetçi, oldukça tutkulu.
12 Aralık - 21 Aralık: Kişilik sahibi, bilgisiyle, tecrübeleriyle insanları kolayca etkisi altına alabilen. Vizyonu güçlü, sezgi gücü yüksek, anlamaktan, keşfetmekten zevk alabilen. Duygularını kontrol edebilen, sevilmek ve ilgi görmekten fazlasıyla hoşlanan. Aşkta kendi isteklerine düşkün. Çekiciliğiyle karşı cins üzerinde fazlasıyla etkili olan. Yanılmaktan hiç hoşlanmayan. Sanata ve yeni gelişmelere açık. Kendini gayet iyi koruyan. Yenilgilerden yılmayan, gururlu ve kendini geliştirmesini bilen, hakimiyet kurabilen.
22 Aralık - 31 Aralık: Sorumluluk sahibi, ne istediğini bilen, doğru ve yerinde kararlar alabilen bir kişilik. Disiplinli bir çaba ile her türlü güçlüğün üstesinden gelebilen. Sadık ve güvenilir. İç gözlem gücüne sahip, yavaş ve emin adımlarla ilerlemekten yana olan. Koşullar ve şartlara göre kendini ayarlayabilen uçarılıktan asla hoşlanmayan. Aşkta güven, saygı ve sevgiye değer veren. Oldukça tutkulu, sevdiğine sahip çıkan. Liderlik gücü yüksek, organize, iş hayatında parlayabilen. Bazen karamsar olabilen.
11 Ocak - 19 Ocak: Son derece mantıklı, becerikli, akıllı, sözünde duran. Eğitim hayatına önem veren. Öğrendiklerini kolay kolay unutmayan. Aklını ve yaratıcı hünerlerini kolaylıkla hayata geçirebilen. Neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu iyi ayırt edebilen mantıklı. Gerektiğinde sert konuşabilen. Aynı anda birden fazla konuda bilgi sahibi olabilen. Gözlem gücü yüksek, iş hayatında başarıya mutlaka ulaşabilen.
20 Ocak - 29 Ocak: Açık sözlü, yenilikçi, toplum bilinci yüksek, arkadaşlık ilişkileri güçlü. Orijinal düşünebilen, tavırlarıyla ilgi uyandırabilen buluşçu. Gerektiğinde duygularını geri planda tutarak, mantıklı hareket edebilen. Zihinsel aktivite gücü yüksek, herkesten daha çabuk öğrenebilen. Uygulamaya dönük, analizci, çağın ötesinde düşünebilen. Zorluklar karşısında aklıyla kolayca çözüme ulaşan, sınırlamalardan hoşlanmayan.
30 Ocak - 8 Şubat: Hızlı düşünebilen, gayet becerikli, dürüst ve arkadaşlıklara önem veren. Tarafsız bir gözlem gücüne sahip, yapmacık insanlardan hoşlanmayan. Yabancı dil konusunda başarılı, konuşmaları sıradışı, yenilikçi. Bulunduğu ortamda kolayca ilgi uyandıran, sıradışı espri kabiliyeti olan. Zeki, diğerlerinden çok çabuk öğrenen, kısa yoldan sonuca ulaşabilen. Bilime önem veren, tartışmalardan hoşlanan, ikna gücü yüksek.
9 Şubat - 18 Şubat: Sıradışı ilişkiler yaşamaya hevesli, özgürlüğüne düşkün yenilikçi. Yeni yerler keşfetmeye meraklı, modayı takip eden tasarımcı. Bulunduğu alana yenilikler getiren, orijinal ve çekici. Kaliteyi seven. Başkalarından oldukça farklı, rutinlikten hoşlanmayan. Arkadaş çevresi geniş. Seçici, iyi gözlemci, farklı kişiliği ile ilgi uyandırabilen. Çekiciliği ile karşı cins tarafından beğenilen, her giydiğini yakıştırmasını bilen.
19 Şubat - 29 Şubat: Hayal gücü oldukça yüksek. Sevdiklerine karşı duyarlı, çatışmalardan rahatsızlık duyan. Şifa gücü yüksek, insanlara sorunlarında yardımcı olabilen. Duyarlı bir kişilik. Acıma ve şefkat duygusu yüksek. Pozitif düşünmeye çalışan. Yaratıcı kabiliyetleri olan, yargılayıcı davranmayan, değişime açık. Karmaşa içinde yönelimini kaybetmeden ilerleyebilen, negatif insanlardan etkilenebilen. Derin tutkulara sahip, aşk ilişkilerinde verici ve cömert. Oldukça romantik, hassas.
1 Mart - 10 Mart: Duygularının farkında olan, bağımlılıklarına düşkün, kimi zaman değişken. Sosyal hayatta çekici kimliğiyle ilgi uyandıran, mütevazi ve çok sevilen. Ailesine düşkün, evini yuvasını önemseyen, aşkta tutkulu, güzel düşünen. Kötülük bilmeyen, kendine yapıldığında oldukça etkilenen. Muazzam yeteneklere sahip, sezgileri güçlü, olacakları hissedebilen. Karşı cins üzerinde duruşu, tavırları, fiziksel özellikleriyle oldukça beğenilen.
11 Mart - 20 Mart: Vizyon sahibi, her yerde başarılı olabilen. Hayallerini gerçeğe dönüştürebilen. Gücünü iyilik ve güzellikler adına yönlendirebilen. Öngörüleri doğru çıkan. Doğaüstü yetenekleri olan, yalnız kaldığında güçlenen. Başkalarını kolaylıkla etkileyebilen. Olumlu ve güçlü enerjilere sahip. Kararlılık gösterdiği zamanlarda her işin üstesinden kolayca gelebilen. Güçlü bir manyetizmaya sahip, gizlilikleri kolayca öğrenebilen sırdaş.
21 Mart - 31 Mart: Fiziksel yönden oldukça güçlü. Hedefini bilen ve yılmadan üzerine gidebilen. İsteklerine fazlasıyla düşkün. Dediğim dedik asla geri dönmeyen. Emir almaktan hoşlanmayan. Kendi bildiği yolda ilerlemeyi seven. Cinselliği yoğun ve etkileyici. Ateşli ve istekli.
1 Nisan - 10 Nisan: Çok canlı, bireylik duygusu yüksek. Yaratıcı enerjiye sahip, pırıltılı bir kişilik. Yönetme gücü olan, insanları kolayca etkileyebilen. İyi bir oyuncu (sanat), kendini ifade etmesini bilen. Hayatın güzel yanlarının tadını çıkarmasını bilen. İsteklerini gerçekleştirme gücüne sahip renkli bir kişi.
10 Nisan - 20 Nisan: Keşfetmekten, yeniliklerde bulunmaktan hoşlanan. Para harcama meyli yüksek, hoşsohbet, açık fikirli. İyi niyetli, geleceğini şekillendirmeyi seven, yürekli. İnançlı, sağduyulu, cömert ve kendine güvenen. Adaletli, yardıma hazır, takdir edilmeyi seven. Yabancı dile meyilli, seyahat etmekten hoşlanan.
20 Nisan - 30 Nisan: Güzelliklere aşık, gösterişli ve kaliteli olan herşeyi seven. Maddi ve manevi değerlerini önemseyen, koruyan, sahiplenen. Sosyal hayatın içinde yer almaktan zevk alan. Arkadaşlarının önemseyen. Güzel bir çevrede yaşamak isteyen. Duyarlı ve estetik bir kişi. İnce ve Nazik yapısıyla takdir edilen ve sevgi duyulan. Uzlaşmazlık, kavga ve çekişmelerden hoşlanmayan.
1 Mayıs - 10 Mayıs: Zihinsel yetenekleri yüksek, aklını önemseyen, sezgileri kuvvetli. İlgi alanları yoğun, dünyayı gözlemlemekten hoşlanan. Konuşma ve yazma yeteneği son derece güçlü. İnsanları kolayca çözebilen. Değerlendirme gücü yoğun, organizasyon becerisi muazzam. Başkalarıyla çalışmaya müsait, uyumlu. Fazla detaydan hoşlanmayan. Özgürlüğüne önem veren. Konuşmasıyla karşısındakini etkileyebilen.
11 Mayıs - 20 Mayıs: Gayet güvenilir, dürüst yaklaşımlara sahip. Güçlü ve derin duyguları olan. Aşk ilişkilerinde güvenilir, karşısındakine değer veren. Gerçekçi düşünebilen, kendine yeterli. Başarma tutkusu olan, çalışkan. Güzelliklere önem veren, kabalıktan hoşlanmayan. Keskin gözlem gücü olan. Başkalarının haksız sözlerinden etkilenebilen. Arkadaşlığa önem veren. Hedefine ulaştığında böbürlenmeyen. İyiliğin, vefanın kıymetini bilen.
21 Mayıs - 31 Mayıs: Çok yönlü ve becerikli. Yargı ve mantık gücüne sahip. Yenilikten hoşlanan, yeni insanlar tanımaktan zevk alan. Bilgiyi önemseyen, meraklı ve öğrenmeye aç. Mantıklı, eğri ile doğruyu ayırt etmesini bilen. Kıvrak zeka, konuşma kabiliyeti, kendini yönlendirebilen. Düşmanlarını yenmeyi başarabilecek kadar akıllı.
1 Haziran - 10 Haziran: Sosyal ilişkilerini önemseyen, akıllı davranabilen. Zeki, uzlaşmacı, hayatın güzel yanlarının tadını çıkarabilen. Nabza göre şerbet vermeyi bilen. Yeniliklerden hoşlanan. Değerli olanı bilen, duyarlı ve yapıcı davranabilen. Rahatına düşkün, sıradan şeylerden hoşlanmayan. Kaliteye önem veren. İnce, nazik, aşka önem veren. İyi niyetli, arkadaşlıklara önem veren.
11 Haziran - 21 Haziran: Modern düşünebilen, tarafsız ve objektif düşünebilen. Manyetizması güçlü, arkadaşlık olgusunu önemseyen. Özgürlüğüne düşkün, mantıklı davranabilen. Orijinal herşeyden hoşlanan. Pek çok insanla anlaşabilen. Fikirleri bir çok insan tarafından beğenilen. Kuvvetli iradesi olan. Yaratıcı, bireylik duygusu gelişmiş, haksızlığa boyun eğmeyen.
22 Haziran - 30 Haziran: Güvende yaşamak isteyen, empati yönü güçlü, duyarlı kişilik. Ailesine, sevdiklerine önem veren. Koruyucu ve kollayıcı. Gerçeklerin peşinden koşabilen. İlişkilerde uzlaşmaktan yana olan. Duygusal değerlerine önem veren, etkileme gücü yüksek. Karşısındaki kişiyi kolaylıkla etkileyebilen, ruhunun derinliklerine inebilen. Kendini güvende hissetmediğinde tepkisel davranabilen.
1 Temmuz - 11 Temmuz: Düşünce gücü yüksek, sezgileri mükemmel derecede yoğun. Bulunduğu alanı kötülüklerden arındırabilen, yenilikçi düşünebilen. Şüphelerini aydınlığa kavuşturabilen, kendini yenileyebilen. Yüzeyde olanlarla yetinmeyen, araştırmadan güvenmeyen. Zihnini ve iradesini kendi gelişimi için odaklamasını bilen. Güçlü iyileştirme gücü olan, güçlü olmayı, güvende olmayı önemseyen.
12 Temmuz - 22 Temmuz: Artistik kabiliyeti olan, aydınlanmaktan yana. Sanata meyilli. Acıma ve şefkat duyguları yüksek. idealist. Kendini inandığı bir şeye adayabilen, vizyonu yüksek. Kendini aşmak isteyen, duyarlı yüreğe sahip, özverili. Özlemleri olan, hayal gücü yüksek. Duyu dışı algıları olan. Birçok insanla anlaşabilen, aşkta derin duygulara sahip.
23 Temmuz - 1 Ağustos: Kendinden emin, bağımsız, liderlik gücü yüksek. Soylu, gururlu, gösterişli, toplumda hemen farkedilen. Sadakat duygusu yüksek, organizasyon yeteneğine sahip. Sevdiklerine düşkün, sanatkar, kolayca yükselebilen. İçi dışı bir, kalbinin sesine kulak verebilen. Sevilmeyi önemseyen. Yaratıcılık yeteneği olan, isteklerini direkt olarak açıklayabilen.
2 Ağustos - 12 Ağustos: Hoşsohbetli, neşeli, etrafını rahatlatan, vicdanlı. Para harcamayı seven, kaliteye önem veren, gururlu. Kimseyi kırmaktan hoşlanmayan, yüce gönüllü. Gezmekten, araştırmaktan hoşlanan, inanç sahibi, maneviyatı güçlü. İyi bir sırdaş, güçlü bir dost. Başkalarının emri altına girmekten hoşlanmayan, özgürlüğü seven.
13 Ağustos - 22 Ağustos: Kendini ortaya koyabilen, savaşçı, enerjik, isteklerini elde edebilen. Bilinçli, cesur, haksızlıklara boyun eğmeyen. Yeni fikirleri önemseyen. Girişimci, zeki, nerede ne yapması gerektiğini bilen. Hayatta kalmayı başarabilen. Fiziksel gücü yüksek. Karşısındaki kişiyi çabucak çözebilen, açık sözlü. Beklemekten hoşlanmayan, yeni projelere, planlamalara istekli.
23 Ağustos - 1 Eylül: Mantıklı, becerikli, akıllı, başkalarıyla kolaylıkla bağlantı kurabilen. Aşkı önemseyen, sorunlardan pek hoşlanmayan. Kaliteli ortamlar, elit yerlerden hoşlanan. Cahil insanlardan uzak duran. Keskin gözlem gücüne sahip, bir bakışta eksiklerini görebilen. Olayların ardındaki gerçekleri önemseyen ve öğrenmek isteyen. Çabuk kavrayan, net görmek isteyen, iletişimci.
2 Eylül - 12 Eylül: Ciddi bakış açısına sahip, sağlam kararlar vermeye çalışan. Beklentileri akla ve mantığa uygun, çalışkan ve planlı. Güven olgusunu önemseyen, yanlış kararlar vermekten hoşlanmayan. Disiplinli çaba, görev ve sorumluluk bilinci yüksek olan. Dayanıklı, mesleki konularda yetenekli. Dikkatli konuşan. Yaşından olgun. Sözleri tutarlı, kabul edilmekten hoşlanan.
13 Eylül - 22 Eylül: Yerinde konuşan, güçlü bir kişilik, sevme duygusu gayet yüksek. Uyumlu, dengeli, akıllı ve gayet çekici. Aşkta sıcak yürekli, nezaket dolu, güçlü imaj sahibi. Huzursuzluktan hoşlanmayan, böyle ortamlarda bulunmak istemeyen. Sosyallikten hoşlanan ama aşırı uçlara kaçmayı sevmeyen. Öncü, akıllı, iletişimci bir kişilik. Tarafsız düşünebilen.
23 Eylül - 2 Ekim: Lüks, güzellik, kaliteden hoşlanan. Sevgi dolu bir kişilik. Erkekleri yakışıklı, kadınları çok güzel olan. Sosyal yönü güçlü, yeni fikirleri seven, hassas yaradılışta. Zevkleri için para harcamaktan çekinmeyen, bu yüzden zorlanan. Seyahat etmekten hoşlanan, yeni insanlarla tanışmaktan zevk alan. Amaçları bir şekilde gerçekleştirebilecek şansa sahip olan.
3 Ekim - 13 Ekim: Başkaları tarafından her zaman ilginç, sıra dışı bulunan, çok çekici. Özgürlüğüne düşkün, kurallarla çevrelenmekten hoşlanmayan. Sosyal ilişkilerini önemseyen, popüler ve girdiği ortamlarda farkedilen. Toplum içindeki yerini önemseyen, farklı bulunmaktan hoşlanan. Kararlarını kendi vermekten zevk alan ve bunda ısrar edebilen. Günün yenilik anlamındaki tüm akımlarını takip eden, uygulayabilen.
14 Ekim - 23 Ekim: Fiziksel ve zihinsel anlamda hızlı ve aktif hareket edebilen. Sözleriyle ilgi uyandırabilen, zekasıyla her türlü sorunun üstesinden gelebilen. Aşkta aşırı duygusallık yerine gerektiğinde mantığının sesine kulak verebilen. Hislerini kağıda dökebilen. İşbirliğini önemseyen, etrafıyla uyumlu özel bir kişilik. Yenilikleri uygulamaktan hoşlanan, cinselliğine önem veren. Cazibeli, aydınlık fikirleri olan, başarmaktan, gelişmekten, büyümekte hoşlanan.
24 Ekim - 1 Kasım: Kadınları oldukça çekici, Erkekleri karizmatik. Karşı cins üzerinde gayet iyi etkililer. Mistizm, bilinmeyenler konusunda meraklı ve bu yönde yetenekleri olabilen. Dönüşüm, değişim ve her türlü yenilikten hoşlanan. Bunun için gerekirse savaşabilen. Sözleri keskin kendine güvenli. Doğruluktan hoşlanan. Disiplinli ve güçlü bir karakter. Gizliliklerine önem veren, başkalarının sırlarını kolayca öğrenebilen. Güç ve kontrol kurmaktan hoşlanan, sözlerinin dinlenmesini isteyen.
2 Kasım - 11 Kasım: Oldukça duyarlı, Romantik ve tutkulu. İdeallerinden ödün vermeyen. Hayal gücü yüksek fakat hayal ettiklerini hayatında uygulayabilen sezgileri yüksek. Aşkla büyümekten, gelişmekten hoşlanan. Aşkı için her türlü mücadeleye giren. Başkalarının sorunlarına çare bulabilen, empatisi yüksek, yönlendirme gücü yoğun. Başkalarıyla yarışabilen, yüksek noktalara er veya geç gelebilecek güçlü bir karakter. Derinlikten hoşlanan, iş olsun diye dost olmayan, dostuna gerçekten yardım edebilen.
12 Kasım - 22 Kasım: Oldukça etkileyici bir kişilik. Haksızlıklar karşısında her türlü mücadeleye girişebilen. Dürüst ve doğrucu bir insan. Hakikatlerin ışığı altında ilerlemekten yana olan. Toplumsal vizyonu yüksek, girdiği ortamlarda çekiciliği, duruşuyla kolayca ilgi uyandıran. Gayet şanslı. Sezgileri inanılmaz güçlü olacakları hissedebilen. Herhangi bir durum ve olayın ardından kolayca toparlanması bilen. Empati yeteneği güçlü. Altıncı duyusu çok yüksek. Önsezileri inanılmaz kuvvetli. Vatanına, ailesine çok düşkün biri.
23 Kasım - 1 Aralık: Ahlaki özellikleri son derece güçlü. İnanışı, özgüven duygusu gelişmiş, dürüst kişilerdir. Geniş görüşlü, vicdanlı, değerlerine önem veren, yüksek eğitimden hoşlanan. İyimser, öngörüşleri doğru çıkan. Gezgin bir ruh, yaşamı derinlemesine yaşamaktan hoşlanan. Aşkta bağlanma duygusu fazla yüksek olmasa da, sevdiklerine düşkün ve onları koruyan. Başka insanları bilgisiyle, zarafetiyle büyüleyen. Yol gösteren abilik ablalık yapabilen. İnsancıl, açık fikirli. Etik değerlere ve kanunlara saygılı. Fazla para harcamayı seven.
2 Aralık - 11 Aralık: Çok cesur. İnanmadığı hiçbir şeyi kabul etmeyen. Savaşma dürtüsü yüksek. Haksızlıklara boyun eğmeyen amaca yönelik hareket edebilen. Gayet bağımsız zincirlere tahammül etmeyen. Kimsenin lafıyla hareket etmeyen. Sadık ve oldukça fedakar. Söz verdiği zaman mutlaka yerine getiren. Aktif, hızlı ve gözü pek. Cinselliği güçlü, tutkulu, girişimci, istediği kişiye elde edebilen. Kimi zaman oldukça sabırsız, aceleci davranabilen. Rekabetçi, oldukça tutkulu.
12 Aralık - 21 Aralık: Kişilik sahibi, bilgisiyle, tecrübeleriyle insanları kolayca etkisi altına alabilen. Vizyonu güçlü, sezgi gücü yüksek, anlamaktan, keşfetmekten zevk alabilen. Duygularını kontrol edebilen, sevilmek ve ilgi görmekten fazlasıyla hoşlanan. Aşkta kendi isteklerine düşkün. Çekiciliğiyle karşı cins üzerinde fazlasıyla etkili olan. Yanılmaktan hiç hoşlanmayan. Sanata ve yeni gelişmelere açık. Kendini gayet iyi koruyan. Yenilgilerden yılmayan, gururlu ve kendini geliştirmesini bilen, hakimiyet kurabilen.
22 Aralık - 31 Aralık: Sorumluluk sahibi, ne istediğini bilen, doğru ve yerinde kararlar alabilen bir kişilik. Disiplinli bir çaba ile her türlü güçlüğün üstesinden gelebilen. Sadık ve güvenilir. İç gözlem gücüne sahip, yavaş ve emin adımlarla ilerlemekten yana olan. Koşullar ve şartlara göre kendini ayarlayabilen uçarılıktan asla hoşlanmayan. Aşkta güven, saygı ve sevgiye değer veren. Oldukça tutkulu, sevdiğine sahip çıkan. Liderlik gücü yüksek, organize, iş hayatında parlayabilen. Bazen karamsar olabilen.
10 Haziran 2012 Pazar
Dışarıda Yemek Nasıl Yenir?
“Stephen King romanından bile daha sürükleyici” demiş Sunday Times, Anthony Bourdain’ın 2000’de yazdığı ‘Kitchen Confidential’ kitabı için.
Bourdain, kitabın bir bölümünü tamamen restoranda yemek yemeyi sevenlere tüyolara ayırmış.
Bourdain’in tüyolarından bir demet; bakalım bu listeyi okuduktan sonra dışarıda nasıl yemek yiyeceğiz?
* Dışarıda yemek yemek için en iyi gün salı ve perşembe. Ürünler taze, ekip pazartesi günü dinlenmiş ve hafta arası haftasonu gibi müşteriye turist muamelesi yok.
* Korkmanız gereken 2 kelime: Pazartesi ve spesiyalite. Özellikle ‘Şefin spesiyalitesi’ kalmış ürünlerden kurtulma yoludur.
* Pazartesi günleri balık ısmarlamayın. 4-5 günlük olur. Haftasonu için balık alımı perşembe gününden yapılır, balıklar cuma sabahı gelir. Cuma ve cumartesi akşamı satılmayanlar pazar günü brunch ya da pazartesi günü spesiyal olarak satılır.
* Klasik bir balık pazarında sabah çok erken taze balıklar satılır. Sonra donmuş balıklar satılır. Kalanlar kapanışa gelen, etrafta bekleyen Çinli ve Japonlar tarafından çok düşük fiyata alınır. Onlardan sonra kalansa kedi maması olur. Bir daha ucuz suşi ve ‘All you can eat’ (Yiyebildiğiniz kadar) Çin yemeği yerken bunu düşünün.
* Kılıç balığından uzak durmakta fayda var. Çünkü çok hızlı şekilde 3-5 santimlik parazitler üretir.
* Midye restoranda yenmez. Restoran buzdolapları devamlı içinden bir şey almak için açılıp kapandığından iyi saklama şartları oluşmaz. Genelde midyeler buzdolabının arkasında kendi pis kokulu sularının içinde durur. Eminim bazı çok özel restoranlarda midye için sularının süzülebileceği, soğutmalı çok özel kaplar vardır ve pişirirken tek tek bütün midyelerin canlı ve iyi durumda olduğu kontrol ediliyordur. Ama ben böyle bir yer hiç görmedim. Midye hazırlanması en kolay şeydir ama bir adet bozuk midye hayatınızı karartır.
* Brunch, iyi şeflerin cuma ve cumartesi yoğun çalıştıkları için işin başında olmadığı ve yemekten anlamayanlar için kalmış yemeklerin sunulduğu bir pazar aktivitesi. Çocukların oyun ortamı da denilebilir.
* Pazar günleri kızarmış deniz ürünleri ve soslu balık yemeyin. Genelde pazar brunch’ı en iyi restoranda bile cuma vecumartesiden kalma balıkların sosla sunulduğu, makarnaların makarna salatasına, pişmiş etlerin dilimlenip karışık et tabaklarına dönüştüğü, şeflerin hayatını kurtaran bir giderleri azaltma günü. Yoksa neden gayet güzel bir ızgara balık bir anda enteresan soslara bürünsün? Soslu her yemek kalmış malzemelerden yapılmış demektir.
* Hollanda ise sostan uzak durun. Bu yumurta beyazı ve tereyağ karışımı sos çok sıcak veya soğuk olmayan bir ısıda saklanabiliyor. Her siparişle baştan yapılmayacağına göre bir kez yapılıp daha sonra bakterilerin en uygun üreme ortamında saklanıyor. Kalanlar da salata sosu oluyor.
* Bir restoranın kâr ederek çalışması için her yiyecek alış fiyatının 3-4 katına satılmalıdır. Bu durumda birkaç gündür buzdolabının arkasında kalmış sirloin etlerden nasıl kurtulunur? ‘İyi pişmiş’ sevenlere kalmış etleri saklamak bir restoran geleneğidir. Zaten etin tadını alamayacak kadar pişmiş, spor ayakkabı derisi tadında et seven müşterilere kalmış eti servis etmek zevktir ve maliyetleri düşürür.
* Et yiyecekseniz steakhouse’da yemek en iyisidir. Nerede en çok ne satılıyorsa, onu yemek en iyi çözüm. Genelde garsonun yüz ifadesinden de en çok satılan yemekleri anlayabilirsiniz.
* Mönüdeki genelde söylenmeyen ilginç yemekler, mönüyü zenginleştirmek için konmuştur ve günlerce buzdolabında meraklı birinin onu söylemesini bekler.
* Restoranlarda ekmek genelde başka birisinin masasından alınıp getiriliyor, ama yine de yenilebilir. Ne de olsa hiçbir şey tamamen hijyenik değil.
* Tuvaletleri pis bir restoranda asla yemek yemeyin. Bu zor bir kural değil. “Görmenize izin verdikleri bir yer o haldeyse, kim bilir mutfak nasıldır?” diye düşünün. Tuvalet temizlemesi kolay bir yer, mutfaksa kesinlikle değil.
* Restoran işinde kilit kelime: Rotasyon. Mutsuz bir şef ve restoran sahibi camdan bakıyorsa o restorandan uzak durun. Çalışanların işini ciddiye alması da önemli. Servis elemanları bir TV dizisinde rol almayı bekliyor gibiyse ve işlerini önemsemiyorlarsa tehlike var demektir.
Bourdain, kitabın bir bölümünü tamamen restoranda yemek yemeyi sevenlere tüyolara ayırmış.
Bourdain’in tüyolarından bir demet; bakalım bu listeyi okuduktan sonra dışarıda nasıl yemek yiyeceğiz?
* Dışarıda yemek yemek için en iyi gün salı ve perşembe. Ürünler taze, ekip pazartesi günü dinlenmiş ve hafta arası haftasonu gibi müşteriye turist muamelesi yok.
* Korkmanız gereken 2 kelime: Pazartesi ve spesiyalite. Özellikle ‘Şefin spesiyalitesi’ kalmış ürünlerden kurtulma yoludur.
* Pazartesi günleri balık ısmarlamayın. 4-5 günlük olur. Haftasonu için balık alımı perşembe gününden yapılır, balıklar cuma sabahı gelir. Cuma ve cumartesi akşamı satılmayanlar pazar günü brunch ya da pazartesi günü spesiyal olarak satılır.
* Klasik bir balık pazarında sabah çok erken taze balıklar satılır. Sonra donmuş balıklar satılır. Kalanlar kapanışa gelen, etrafta bekleyen Çinli ve Japonlar tarafından çok düşük fiyata alınır. Onlardan sonra kalansa kedi maması olur. Bir daha ucuz suşi ve ‘All you can eat’ (Yiyebildiğiniz kadar) Çin yemeği yerken bunu düşünün.
* Kılıç balığından uzak durmakta fayda var. Çünkü çok hızlı şekilde 3-5 santimlik parazitler üretir.
* Midye restoranda yenmez. Restoran buzdolapları devamlı içinden bir şey almak için açılıp kapandığından iyi saklama şartları oluşmaz. Genelde midyeler buzdolabının arkasında kendi pis kokulu sularının içinde durur. Eminim bazı çok özel restoranlarda midye için sularının süzülebileceği, soğutmalı çok özel kaplar vardır ve pişirirken tek tek bütün midyelerin canlı ve iyi durumda olduğu kontrol ediliyordur. Ama ben böyle bir yer hiç görmedim. Midye hazırlanması en kolay şeydir ama bir adet bozuk midye hayatınızı karartır.
* Brunch, iyi şeflerin cuma ve cumartesi yoğun çalıştıkları için işin başında olmadığı ve yemekten anlamayanlar için kalmış yemeklerin sunulduğu bir pazar aktivitesi. Çocukların oyun ortamı da denilebilir.
* Pazar günleri kızarmış deniz ürünleri ve soslu balık yemeyin. Genelde pazar brunch’ı en iyi restoranda bile cuma vecumartesiden kalma balıkların sosla sunulduğu, makarnaların makarna salatasına, pişmiş etlerin dilimlenip karışık et tabaklarına dönüştüğü, şeflerin hayatını kurtaran bir giderleri azaltma günü. Yoksa neden gayet güzel bir ızgara balık bir anda enteresan soslara bürünsün? Soslu her yemek kalmış malzemelerden yapılmış demektir.
* Hollanda ise sostan uzak durun. Bu yumurta beyazı ve tereyağ karışımı sos çok sıcak veya soğuk olmayan bir ısıda saklanabiliyor. Her siparişle baştan yapılmayacağına göre bir kez yapılıp daha sonra bakterilerin en uygun üreme ortamında saklanıyor. Kalanlar da salata sosu oluyor.
* Bir restoranın kâr ederek çalışması için her yiyecek alış fiyatının 3-4 katına satılmalıdır. Bu durumda birkaç gündür buzdolabının arkasında kalmış sirloin etlerden nasıl kurtulunur? ‘İyi pişmiş’ sevenlere kalmış etleri saklamak bir restoran geleneğidir. Zaten etin tadını alamayacak kadar pişmiş, spor ayakkabı derisi tadında et seven müşterilere kalmış eti servis etmek zevktir ve maliyetleri düşürür.
* Et yiyecekseniz steakhouse’da yemek en iyisidir. Nerede en çok ne satılıyorsa, onu yemek en iyi çözüm. Genelde garsonun yüz ifadesinden de en çok satılan yemekleri anlayabilirsiniz.
* Mönüdeki genelde söylenmeyen ilginç yemekler, mönüyü zenginleştirmek için konmuştur ve günlerce buzdolabında meraklı birinin onu söylemesini bekler.
* Restoranlarda ekmek genelde başka birisinin masasından alınıp getiriliyor, ama yine de yenilebilir. Ne de olsa hiçbir şey tamamen hijyenik değil.
* Tuvaletleri pis bir restoranda asla yemek yemeyin. Bu zor bir kural değil. “Görmenize izin verdikleri bir yer o haldeyse, kim bilir mutfak nasıldır?” diye düşünün. Tuvalet temizlemesi kolay bir yer, mutfaksa kesinlikle değil.
* Restoran işinde kilit kelime: Rotasyon. Mutsuz bir şef ve restoran sahibi camdan bakıyorsa o restorandan uzak durun. Çalışanların işini ciddiye alması da önemli. Servis elemanları bir TV dizisinde rol almayı bekliyor gibiyse ve işlerini önemsemiyorlarsa tehlike var demektir.
9 Haziran 2012 Cumartesi
İşitme Kayıplılar için Türkçe Filme Türkçe Altyazı Projesi!
"Gerek televizyonda gerekse sinemada işitme kayıplı ve sağırlar için Türk filmi izlemek çok zordur. Kuvvetli dudak okuma kabiliyeti olan kişi için bile, oyuncuların sürekli hareket halinde olması nedeniyle neredeyse imkansızdır.
Bizler, yıllardır Türk filmlerinden yoksun olarak büyüdük... Yaşıtlarımız hababam sınıfı, pinokyo, heidi, clementine, hayat ağacı gibi filmlerle büyürken biz sadece ekrana bakmakla yetindik...
Gerçi ben şanslıydım, sesli film izlemeyi seven anneannem, saniyesinde tekrar ederdi cümleleri. Annem ise ben sormadan başımı okşaya okşaya anlatırdı konuşmaları, babacım ve kardeşlerim de özet geçer tüm merakımı giderirdi.
İşte bu yüzden; altyazılı bir film, işitme kayıplı için kulak vazifesi görür."
Yazının tamamı ve detaylı bilgi için: Tık Tık.
Bizler, yıllardır Türk filmlerinden yoksun olarak büyüdük... Yaşıtlarımız hababam sınıfı, pinokyo, heidi, clementine, hayat ağacı gibi filmlerle büyürken biz sadece ekrana bakmakla yetindik...
Gerçi ben şanslıydım, sesli film izlemeyi seven anneannem, saniyesinde tekrar ederdi cümleleri. Annem ise ben sormadan başımı okşaya okşaya anlatırdı konuşmaları, babacım ve kardeşlerim de özet geçer tüm merakımı giderirdi.
İşte bu yüzden; altyazılı bir film, işitme kayıplı için kulak vazifesi görür."
Yazının tamamı ve detaylı bilgi için: Tık Tık.
8 Haziran 2012 Cuma
Bradbury'nin Rüyası
Bilimkurgunun gelmiş geçmiş en önemli kalemlerinden ve 20. ve 21. yüzyıl Amerikan edebiyatının yetiştirdiği en etkin yazarlardan Ray Bradbury, dün 91 yaşında hayatını kaybetti.
Bradbury, 1953’de yazdığı, adını kitapların yani kağıdın yandığı dereceden alan distopya “Fahrenheit 451” ile adını tüm dünyaya duyurmuştu. Roman, 1966’da François Truffaut yönetmenliği ve senaristliğinde sinemaya uyarlandı. Yazarın diğer ünlü eserleri arasında “Mars Yıllıkları”, “Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana” ve “Şimdi ve Daima” bulunuyor.
1920’de Illinois’de doğan Bradbury, çocukluk yıllarından itibaren okumaya meraklıydı. En çok etkilendiği isimlerden biri Edgar Allan Poe’ydu. Büyük Buhran döneminde ailesi parasızlıkla boğuşurken, Bradbury yıllarını kütüphanede geçirdi. İleride, “Beni kütüphaneler yetiştirdi. Okullara, değil, kütüphanelere inanıyorum” diyecekti. Nitekim başyapıtı “Fahrenheit 451”de en karanlık geleceği itfaiyecilerin yangın söndürmek yerine kitapları yakması olarak tasvir edecek, umut ışığını insanların sevdikleri kitabı ezberlemesinde bulacaktı. Çocukluk merakı olan ‘sihir’ ise “Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana”da okuyucuların karşısına çıkacaktı.
Bradbury, ilk yazısını 1938’de bir fanzinde yayımladı. 91 yıllık yaşamının ardından geride, 30 kitap ve 600 kısa hikaye bıraktı. Bradbury, kendisini bilimkurgu yazarı olarak görmüyordu. Fantezi, polisiye, korku türlerinin yanı sıra kültür sanat alanında makaleler de kaleme alan Bradbury, geniş hayal gücünü topluma ve insanlara dair gözlemlerinin hizmetine sunuyor; birkaç sayfa süren kısa öykülerinde atmosfer yaratımındaki gücü göze çarpıyordu.
Her gün bir şeyler yazmasıyla tanınan Bradbury, “The Illustrated Man”in ‘Ölmemek için dans etmek’ başlıklı girişinde ölümle ilgili şu cümleleri yazmıştı: “Nağmelerim ve numaralarım burada. Yıllarımı bunlar doldurdu. Ölmeyi reddettiğim yıllarımı... Ölmemek için öğlen vaktinde veya gecenin üçünde, yazdım, yazdım, yazdım.”
Fantastik edebiyat yazarı Bradbury, Pulitzer kazandırmakla kalmayıp geleceğin modern hayatla kesişen hayal gücü yüksek yazıları ile okurlarının da aklını başından almıştı.
Kitaplarında hayalini kurduğu dünyanın neredeyse bütün ögeleri bugün 'trend' olan Bradbury'nin gerçeğe dönüşen ya da dönüşmek üzere olan 10 rüyası:
Kulaklık
Kim derdi ki yazarın Fahrenheit 451 kitabında öngördüğü bu minik cihazlar, gelecekte Bluetooth olarak karşımıza çıkacaktı?
Düz ekran TV'ler
Fahrenheit 451'denin fütüristik hayranları artık onun beyazperdeye aktarılan hikayelerini 'düz ekran TV'lerinden izliyor.
“Duvar”
Romanında insanların dijital arkadaşlarıyla bir duvar vasıtasıyla konuştuğundan bahsediyordu. Aynı terminoloji yıllar sonra Facebook'ta da kullanıldı.
Sosyal izolasyon
Yalnızlık ve etraftaki cam ekranlara olan bağlık, Bradbury'nin eserlerinde en sık rastlanan temalardan biri.
Sürücüsüz arabalar
The Pedestrian (Yaya) kitabında kendi kendine giden ve düşünebilen arabalar protoganistleri tutuklayıp akıl hastanesine kapatıyordu.
Gözetleyen kameralar
Bradbury hikayelerinde büyük şehirlerdeki insanların gözetlenmesinden bahsederken bunun bir hayal ürünü olduğunu düşünmüştü belki de. Ancak bugün İstanbul da dahil olmak üzere birçok büyük şehirde bu kameralar kullanılıyor.
Hızlı değişen gündem
Bradbury'nin Fahrenheit 451'de medya olaylarıyla ilgili bir diğer eleştirisi de gündem yaratacak haberlerin çabuk unutulmasıyla ilgiliydi.
ATM'ler
Bradbury kitabında aynı zamanda bankacılık işlemlerinin 24 saat boyunca otomatik yapılabildiği bir makineden de söz ediyordu.
Yapay zeka
Birkaç öyküsünde düşünebilen, üretebilen ve hissedebilen makinelerden bahseden Bradbury adeta geleceğin robotlarının rüyasını görmüş.
E-kitaplar
Bradbury sayfalarına fiziksel olarak dokunabildiği kitapları daha çok seviyor. Hatta kitapların yakıldığı Fahrenheit 451 kitabında e-kitapların yandığında yanmış petrol gibi koktuğunu yazmıştı. Kaynaklar: Washington Post, Sabit Fikir, Milliyet Gündem (Nil Kural)
Bradbury, 1953’de yazdığı, adını kitapların yani kağıdın yandığı dereceden alan distopya “Fahrenheit 451” ile adını tüm dünyaya duyurmuştu. Roman, 1966’da François Truffaut yönetmenliği ve senaristliğinde sinemaya uyarlandı. Yazarın diğer ünlü eserleri arasında “Mars Yıllıkları”, “Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana” ve “Şimdi ve Daima” bulunuyor.
1920’de Illinois’de doğan Bradbury, çocukluk yıllarından itibaren okumaya meraklıydı. En çok etkilendiği isimlerden biri Edgar Allan Poe’ydu. Büyük Buhran döneminde ailesi parasızlıkla boğuşurken, Bradbury yıllarını kütüphanede geçirdi. İleride, “Beni kütüphaneler yetiştirdi. Okullara, değil, kütüphanelere inanıyorum” diyecekti. Nitekim başyapıtı “Fahrenheit 451”de en karanlık geleceği itfaiyecilerin yangın söndürmek yerine kitapları yakması olarak tasvir edecek, umut ışığını insanların sevdikleri kitabı ezberlemesinde bulacaktı. Çocukluk merakı olan ‘sihir’ ise “Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana”da okuyucuların karşısına çıkacaktı.
Bradbury, ilk yazısını 1938’de bir fanzinde yayımladı. 91 yıllık yaşamının ardından geride, 30 kitap ve 600 kısa hikaye bıraktı. Bradbury, kendisini bilimkurgu yazarı olarak görmüyordu. Fantezi, polisiye, korku türlerinin yanı sıra kültür sanat alanında makaleler de kaleme alan Bradbury, geniş hayal gücünü topluma ve insanlara dair gözlemlerinin hizmetine sunuyor; birkaç sayfa süren kısa öykülerinde atmosfer yaratımındaki gücü göze çarpıyordu.
Her gün bir şeyler yazmasıyla tanınan Bradbury, “The Illustrated Man”in ‘Ölmemek için dans etmek’ başlıklı girişinde ölümle ilgili şu cümleleri yazmıştı: “Nağmelerim ve numaralarım burada. Yıllarımı bunlar doldurdu. Ölmeyi reddettiğim yıllarımı... Ölmemek için öğlen vaktinde veya gecenin üçünde, yazdım, yazdım, yazdım.”
Fantastik edebiyat yazarı Bradbury, Pulitzer kazandırmakla kalmayıp geleceğin modern hayatla kesişen hayal gücü yüksek yazıları ile okurlarının da aklını başından almıştı.
Kitaplarında hayalini kurduğu dünyanın neredeyse bütün ögeleri bugün 'trend' olan Bradbury'nin gerçeğe dönüşen ya da dönüşmek üzere olan 10 rüyası:
Kulaklık
Kim derdi ki yazarın Fahrenheit 451 kitabında öngördüğü bu minik cihazlar, gelecekte Bluetooth olarak karşımıza çıkacaktı?
Düz ekran TV'ler
Fahrenheit 451'denin fütüristik hayranları artık onun beyazperdeye aktarılan hikayelerini 'düz ekran TV'lerinden izliyor.
“Duvar”
Romanında insanların dijital arkadaşlarıyla bir duvar vasıtasıyla konuştuğundan bahsediyordu. Aynı terminoloji yıllar sonra Facebook'ta da kullanıldı.
Sosyal izolasyon
Yalnızlık ve etraftaki cam ekranlara olan bağlık, Bradbury'nin eserlerinde en sık rastlanan temalardan biri.
Sürücüsüz arabalar
The Pedestrian (Yaya) kitabında kendi kendine giden ve düşünebilen arabalar protoganistleri tutuklayıp akıl hastanesine kapatıyordu.
Gözetleyen kameralar
Bradbury hikayelerinde büyük şehirlerdeki insanların gözetlenmesinden bahsederken bunun bir hayal ürünü olduğunu düşünmüştü belki de. Ancak bugün İstanbul da dahil olmak üzere birçok büyük şehirde bu kameralar kullanılıyor.
Hızlı değişen gündem
Bradbury'nin Fahrenheit 451'de medya olaylarıyla ilgili bir diğer eleştirisi de gündem yaratacak haberlerin çabuk unutulmasıyla ilgiliydi.
ATM'ler
Bradbury kitabında aynı zamanda bankacılık işlemlerinin 24 saat boyunca otomatik yapılabildiği bir makineden de söz ediyordu.
Yapay zeka
Birkaç öyküsünde düşünebilen, üretebilen ve hissedebilen makinelerden bahseden Bradbury adeta geleceğin robotlarının rüyasını görmüş.
E-kitaplar
Bradbury sayfalarına fiziksel olarak dokunabildiği kitapları daha çok seviyor. Hatta kitapların yakıldığı Fahrenheit 451 kitabında e-kitapların yandığında yanmış petrol gibi koktuğunu yazmıştı. Kaynaklar: Washington Post, Sabit Fikir, Milliyet Gündem (Nil Kural)
7 Haziran 2012 Perşembe
Esas Akıl
Bir
akıl hastanesini ziyareti sırasında, adamın biri sorar:
"Bir insanın
akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?"
Doktor:
"Bir küveti su ile dolduruyoruz. Sonra hastaya üç sey veriyoruz.
Bir kaşık, bir fincan, ve bir kova. Sonra da kişiye küveti nasıl boşaltmayı tercih ettiğini soruyoruz.
Siz NE yapardınız?"
Adam:
"OOO ! Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova kaşık ve fincandan büyük."
Hayır, der doktor. Normal bir insan küvetin tıpasını çeker.
Ders: Bize sunulanlar dışında çözüm bulmaktır akıl.
6 Haziran 2012 Çarşamba
Dünyanın En Şanslı Adamı: Frano Selak
Hırvatistan'da yaşayan Frano Selak,
felaketlerden sağ çıkmayı başardığı için dünyanın en şanslı adamı olarak kabul
ediliyor.
Tam 7 felaketten kurtuldu
1962: Saraybosna'dan kalkan, Dubronik'e giden trene bindi. Tren raydan çıktı ve birkaç vagon nehre düştü. Buz gibi suda 17 kişi boğuldu. Selak'ın kolu kırıldı ama kurtuldu.
1963: Zagreb'de DC-8 tipi bir uçağa bindi. Uçak havadayken kapısı açıldı ve Selak aşağı düşen 20 kişiden biriydi. Kazada 19 kişi öldü! Selak saman yığınına düştüğü için yaralı olarak kurtuldu.
1966: Bindiği otobüs nehre uçtu. 4kişi öldü, o birkaç sıyrıkla kurtuldu.
1970: Otomobiliyle giderken motor alev aldı. Kendini dışarı zor attı, aracın benzin deposu infilak etti.
1973: Otomobilinde meydana gelen patlamada saçlarının bir bölümünü kaybetti.
1995: Zagreb sokaklarında otobüs çarptı. Yaralı kurtuldu.
1996: Otomobil bir virajda Birleşmiş Milletler'e ait kamyonla çarpıştı. Skoda marka otomobiliyle uçuruma uçtu. O bir ağacın üstüne düştü, otomobili yandı.
2003: Frane Selak, piyangodan 1,3 trilyonluk ikramiye kazandı.
'Parayla saadet olmaz', diyen Selak özel bir adadaki lüks evini sattı, servetini dostlarına dağıttı. Selak, 'Hiç bu kadar mutlu olmamıştım' dedi.
Tam 7 felaketten kurtuldu
1962: Saraybosna'dan kalkan, Dubronik'e giden trene bindi. Tren raydan çıktı ve birkaç vagon nehre düştü. Buz gibi suda 17 kişi boğuldu. Selak'ın kolu kırıldı ama kurtuldu.
1963: Zagreb'de DC-8 tipi bir uçağa bindi. Uçak havadayken kapısı açıldı ve Selak aşağı düşen 20 kişiden biriydi. Kazada 19 kişi öldü! Selak saman yığınına düştüğü için yaralı olarak kurtuldu.
1966: Bindiği otobüs nehre uçtu. 4kişi öldü, o birkaç sıyrıkla kurtuldu.
1970: Otomobiliyle giderken motor alev aldı. Kendini dışarı zor attı, aracın benzin deposu infilak etti.
1973: Otomobilinde meydana gelen patlamada saçlarının bir bölümünü kaybetti.
1995: Zagreb sokaklarında otobüs çarptı. Yaralı kurtuldu.
1996: Otomobil bir virajda Birleşmiş Milletler'e ait kamyonla çarpıştı. Skoda marka otomobiliyle uçuruma uçtu. O bir ağacın üstüne düştü, otomobili yandı.
2003: Frane Selak, piyangodan 1,3 trilyonluk ikramiye kazandı.
'Parayla saadet olmaz', diyen Selak özel bir adadaki lüks evini sattı, servetini dostlarına dağıttı. Selak, 'Hiç bu kadar mutlu olmamıştım' dedi.
5 Haziran 2012 Salı
Bolaji Badejo: Alien’ın İçindeki Adam
Günümüzde hemen her efekt, yeşil perdelerle, bilgisayar teknolojilerinde ustalaşmış uzmanlarla hallediliyor. Ancak ilk Alien’ın çekildiği 1979 yılında efektlerin hepsi, yaratıcı beyinlerin yarattığı setlerde farklı çekim teknikleriyle oluşturuluyordu.
Ridley Scott’ın eline Alien’ın storyboard’ları geldiğinde en büyük sorun da ortaya çıkmıştı. İnce yapısına rağmen upuzun boyu yaratığın gerçekçi görünmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyordu. Scott, usta yardımcısı HR Giger ile birlikte arayışa başladı, Star Wars’ta Chewbacca’yı oynayan Peter Mayhew’le istediği sonucu elde edemedi. Çaresiz bir şekilde seçmelere başladı.
Seçmelerin üçüncü gününde önünde İngiltere’ye okumak için gelen nijeryalı grafik öğrencisi Bolaji Badejo dikiliyordu. 2.14′lük boyuna rağmen, hareketlerinde bir orantısızlık yoktu. Alien’ın hareket mekaniğini hemen çözdü ve kendinden de ekstra hareketler katarak geliştirdi. Seçmelerde sonuç mükemmeldi.
Filmde ise Badejo’yu cehennem azabı bekliyordu. Makyajın minimum 6 saat sürmesi nedeniyle Badejo çekimler süresinde tüm gün kostümünü üzerinde taşımak zorunda kalıyordu. Bu zamanın çoğu da kostüm zarar görmesin diye ayakta geçiyordu. Filmde oynayan herkes Badejo’yu “Zavallı nijeryalı çocuk” olarak hatırlıyor.
Badejo’ya teknolojinin ilerlemesiyle devam filmlerinde ihtiyaç kalmadı. Filmde yüzü hiç görünmemesine rağmen Alien serisinin en büyük yıldızı başka iş bulamayınca ülkesine döndü ve hayatına grafiker olarak devam etti.
Kaynak: Ijon Tichy
4 Haziran 2012 Pazartesi
Bence Máté Fotoğrafları 4
Ralph Fiennes, Charles Dickens’ın Aşkını Anlatacak
Ralph Fiennes, ilk yönetmenlik denemesinde William Shakespeare’in en önemli eserlerinden “Coriolanus”u günümüze uyarlamıştı. Filmin eleştirmenlerden iyi notlar alması Fiennes’i cesaretlendirdi ve ikinci filmi için hemen hazırlıklara başladı.
Fiennes ikinci filminde Claire Tomalin’in “The Invisible Woman”ını sinemaya uyarlayacak. Film, tarihin en iyi romancılarından Charles Dickens’ın Nelly Ternan’la yaşadığı yasak aşkı anlatıyor. Çekimlerine başlanan filmden ilk kareler de düşmeye başladı. Fiennes’in Dickens’ı oynadığı filmde, Felicity Jones da Ternan’ı canlandırıyor.
Haber: Candan Doğan
Fiennes ikinci filminde Claire Tomalin’in “The Invisible Woman”ını sinemaya uyarlayacak. Film, tarihin en iyi romancılarından Charles Dickens’ın Nelly Ternan’la yaşadığı yasak aşkı anlatıyor. Çekimlerine başlanan filmden ilk kareler de düşmeye başladı. Fiennes’in Dickens’ı oynadığı filmde, Felicity Jones da Ternan’ı canlandırıyor.
Haber: Candan Doğan
Etiketler:
Ralph Fiennes,
sinema,
The Invisible Woman
3 Haziran 2012 Pazar
Bence Máté Fotoğrafları 3
Beyin, gece daha iyi çalışıyor
Avustralyalı bilim adamları, öğrenmeyi gerçekleştiren beyin fonksiyonlarının, hava karardıktan sonra daha iyi çalıştığını ortaya çıkardı. Sciencedaily sitesindeki habere göre, Avustralya'daki Adelaide Üniversitesi doktora öğrencisi Martin Sale ve ekibi, günün değişik zamanlarının, beynin çalışmasını doğrudan etkilediğini, özellikle akşam ve gece saatlerinin daha iyi öğrenme gerçekleştirmek için uygun zamanlar olduğunu tespit etti.
Uyarılmış beyin sinirleri aktivitesini ölçmek isteyen Sale ve 16 kişiden oluşan ekibi, bir deneğin başına koydukları manyetik sargıyı, kablolarla deneğin elinin içine yerleştirilmiş elektrikli uyarıcıya bağladı. Genç araştırmacılar, günün belli zamanlarında, deneğin elinin hareketleriyle beynin kapasitesi arasında bağ olduğunu, deneğin akşam saatlerinde bir şeyler öğrenmeye çabalamasının, sabah saatlerine göre beyinde daha geniş bir alandaki sinirleri çalışmak için tetiklediğini keşfetti.
Moleküler ve Biomedikal alanda uzman olan Sale, yaptığı rehabilitasyon terapisiyle ilgi açıklamada, "Sabah ve akşam gibi günün farklı zamanlarının organizma üzerindeki forksiyonları nadir görülür. Organizmalar, 24 saatlik aydınlık ve karanlık düzenine adapte olarak, tersi durumların yıkıcılığından kaçarlar. Mesela bazı bitkiler gündüz açarken, bazıları gece açar. İnsanlarda ise bu tür ritimleri, pek çok bedensel foksiyonun kontrol ettiği çeşitli hormonlar yönetir" dedi.
Hava karardığında beynin daha iyi çalıştığına dair benzer bir araştırma, 2003 yılında Almanya'nın Köln Üniversitesi'nde de yapılmıştı. Deneye katılan 18 - 32 yaş arasındaki 108 kişide, gecenin ilerleyen saatlerinde beynin problem çözme mekanizmasının daha verimli çalıştığı ortaya çıkmıştı.
Uyarılmış beyin sinirleri aktivitesini ölçmek isteyen Sale ve 16 kişiden oluşan ekibi, bir deneğin başına koydukları manyetik sargıyı, kablolarla deneğin elinin içine yerleştirilmiş elektrikli uyarıcıya bağladı. Genç araştırmacılar, günün belli zamanlarında, deneğin elinin hareketleriyle beynin kapasitesi arasında bağ olduğunu, deneğin akşam saatlerinde bir şeyler öğrenmeye çabalamasının, sabah saatlerine göre beyinde daha geniş bir alandaki sinirleri çalışmak için tetiklediğini keşfetti.
Moleküler ve Biomedikal alanda uzman olan Sale, yaptığı rehabilitasyon terapisiyle ilgi açıklamada, "Sabah ve akşam gibi günün farklı zamanlarının organizma üzerindeki forksiyonları nadir görülür. Organizmalar, 24 saatlik aydınlık ve karanlık düzenine adapte olarak, tersi durumların yıkıcılığından kaçarlar. Mesela bazı bitkiler gündüz açarken, bazıları gece açar. İnsanlarda ise bu tür ritimleri, pek çok bedensel foksiyonun kontrol ettiği çeşitli hormonlar yönetir" dedi.
Hava karardığında beynin daha iyi çalıştığına dair benzer bir araştırma, 2003 yılında Almanya'nın Köln Üniversitesi'nde de yapılmıştı. Deneye katılan 18 - 32 yaş arasındaki 108 kişide, gecenin ilerleyen saatlerinde beynin problem çözme mekanizmasının daha verimli çalıştığı ortaya çıkmıştı.
2 Haziran 2012 Cumartesi
Bence Máté Fotoğrafları 2
Only God Forgives'ten yeni Kareler
Ryan Gosling’in intikam peşindeki bir adamı canlandırdığı, Nicolas Winding Refn’in yeni filmi Only God Forgives’in üzerindeki sisler geçtiğimiz aylarda dağılmıştı. Film mafyanın patronluğunu üstlenen bir kadının (Kristin Scott-Thomas) oğlunun öldürülmesi ile birlikte diğer oğlu (Gosling) ile beraber intikam almaya çalışmasını anlatıyor.
Çekimlerinin tamamı Tayland’ta gerçekleşen filmi öyle görünüyor ki 2013′e dek beklemeyeceğiz. Filmin -kesin olmamakla birlikte- bu senenin sonlarına doğru vizyona girmesi planlanıyor. Tanıtımları da Gosling üzerinden hızla devam ediyor. Daha önce yayınladığımız set fotolarından sonra Gosling’in epey hırpalanmış halini içeren yeni fotolar yayınlandı. Filmin Drive gibi iddialı geldiğini söylemek mümkün.
Etiketler:
Nicolas Winding Refn,
Only God Forgives,
Ryan Gosling,
sinema
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)