21 Ekim 2012 Pazar

Her Taş Cevher Değildir

"Edison küpünü doldurdu, Einsten pasaklı bir Yahudiydi, Darwin'in gençliği maymunlara fıstık atmakla geçti." Bunlar, Maltepe'de öğrencilere dağıtılan ve önsözüne göre 'enfes' olan kitaplardan alıntılar...


Çocuklara daha 'enfes' kitaplar bulamadınız mı?
İstanbul - Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 21 Eylül tarihli yazısında Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine ‘Büyük Adım Yayınları’na ait kitap ve ayraç ile maddi durumları iyi olmayan öğrencilere 400 adet çanta dağıtımı yapılacağını duyurdu. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bahsettiği kitaplar Büyük Adım Yayınları’nın 15 kitaptan oluşan ‘Büyük Adım Biyografi Dizisi’ idi. Her biri 110 sayfadan oluşan kitapların yazarı yok. Kitaplarda “M. Sırrı Arvas editörlüğünde Büyük Adım Komisyonu tarafından hazırlanmıştır” notu var. Denetimden geçmeyen, bilimsel kaynakları belirtilmeyen kitapların dili sıkıntılı. Ayrımcı ifadelerin ve nefret dilinin hâkim olduğunu kitapların önsözünü H. Atmaca yazmış.

"Büyük adam olmak hiç de uzak bir hayal değil. Sadece başaranlara ve kahramanlara değil, kötülükleriyle ve dalavereleriyle meşhur olan yöneticilere, bilim adamlarına ve nicelerine tanık olacaksınız… Bu hikâye tadındaki biyografilerin ‘enfes’ dedirten üslubuyla sizi baş başa bırakıyoruz.”


Eğitim Sen: Toplatılmalı

Kitaplardaki sorunları ortaya çıkaran Eğitim Sen 5 Nolu Şube Yönetim Kurulu kitapların toplatılmasını isteyerek, Maltepe Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Şube Başkanı Mehmet Aydoğan:
“Henüz 10-13 yaş aralığındaki çocuklara milli eğitim aracılığıyla okutulan, yalan-çarpıtma ve hurafelerle dolu aynı zamanda dil ve edebi açıdan kepazelik arz eden bu korsan kitaplarla amaçlanan nedir? ‘Dindar-Kindar’ bir nesil yetiştirme hedefinin araçlarından birisi olarak mı kullanılmıştır?” Yahudi, Ermeni düşmanlığı, Hıristiyanlığı aşağılama, dindar olmayan insanları aşağılama, sol felsefi bakışı aşağılama yapılmıştır” diye konuştu.


‘İçeriğini bilmiyordum’

Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan kitapların içeriğini bilmediğini söyledi:
“Kitapların adına bakınca olumlu mesajlar veriyor diye düşündüm. Üslubunu bilmiyorum, okumadım. Ama söylediğiniz argo üslup, nefret dili hoş değil. İnsanları yaftalamanın bir anlamı yok. Doğru değil. Dağıtılan kitapları ilçe milli eğitim müdürlüğünde denetlemek pek mümkün değil.”


Kitaplarda, hiçbir bilimsel gerçeklere dayanmadan, bilimsel ve pedagojik dilden uzak ifadeler yer alıyor. Yer yer argo ve çocukların zihinsel gelişimini olumsuz etkileyecek ifadeler içeren kitaplardan bazı bölümler şöyle:

KİTAPTAN ÖRNEKLER


Charles Robert Darwin: Küçük Charles’in iki derdi vardır. Birincisi Yahudi’dir ve kendini gizlemek zorundadır. İkincisi çıkık alnından, iri burnundan ve şekilsiz dişlerinden nefret eder. Gerçi herkes taşbebek gibi olmak zorunda değildir ama arkadaşlarının 'maymun Charles' diye çağırmalarına çok alınır… Darwin ileri yaşlarında bile çocukluk takıntılarını aşamaz. Mesala Lyell’a yazdığı mektupta (haşa) 'tabiatta düzen olsa bu çirkin burnun yüzümde işi ne' diye isyan ettiğine göre aşağılık kompleksinden kurtulabilmiş değildir… Okuldan ziyade hayvanat bahçesine takılır, maymunlara fıstık atar. Pasifik’te üç beş tane renkli kertenkele görünce nesli kesilmiş canlılarla yaşayanlar arasında münasebet kurmaya çalışır. Tam 20 yıl boyunca tezine uyacak malzemeler araştırır. Evet, şüphe içindedir ve kendini kandırdığının farkındadır...

Albert Einstein: Albert evde muhatap bulamadığından olacak ancak dört yaşında konuşmaya başlar. Okulu tırnağı kadar sevmez. Çekilir köşesine, bol bol hayal kurar. Tabiri caizse fazla uçar, ışık demetlerine filan binmeye kalkar. Albert iletişim özürlüdür. Çorapsız dolanır, ayda bir yıkanır ve sabun yemekten çok hoşlanır. (İşin acı yanı o yıllarda Gestapolar Yahudileri fırınlayıp sabun yapmaktadırlar) Dâhimiz pistir, pasaklıdır, saçlarını bile taramaz, lakin (manyetik alan üzerinde çok çalıştığından olacak) kadınlar üzerindeki çekim etkisi tartışılmaz. Meslektaşı Mileva'yla (hamile kaldığı için) zoraki bir evlilik yapar, ancak güzel kuzeni Elsa'yla arayı düzünce onu tanımaz. Bu arada sekreteri Betty, Avusturyalı sarışın Margarette ve milyoner Estella ile adı çıkar. Belki de bu şekilde kendini saklar. Zira Amerika'da yaşamasına rağmen sosyal demokratlığa oynar. Aslında ne sosyal, ne de demokrattır. Bir kere 'asosyal'dir ve demokrasiyi sosyalizm ve Siyonizm için kullanır. Üstelik sempatizan değil, militandır. Militan dediysek elbette gece afişe çıkıp semtinin sokaklarını sloganlarla boyamaz ama aranan komünistlere (mesela Hilaire Noulans ve adamlarına) yardım ve yataklıktan kaçınmaz...'

Thomas Edison: “Yapacak çok iş var ve hayat öyle kısa ki” sözüyle tanınan Edison, akarken küpünü doldurmaya bakar.

Sır Isaac Newton: İşte ağaç altında pinekleyip sineklendiği günlerden birinde kafasına bir elma düşer. Newton “peki ay niye düşmüyor” dan hareketle yer çekimi ve merkezkaç kuvvet arasındaki hassas dengeyi yakalar. Bütün bunlar asırlar önce, Kindi, Razi, Biruni, Hazini ve İbn-i Heysem’in eserlerinde detaylarıyla anlatılmıştır.

Charlie Chaplin: Londra ’da doğar. Babası sirklerden sebeplenmeye çalışan çulsuzun tekidir. Anası deseniz ona keza. Bilirsiniz Amerika’da parayı bulanlar ya karılarını değiştiriler ya da yeni bir araba alırlar. Şarlo ikisini de yapar, güzel arabalar alır ve alımlı kadınlarla takılmaya başlar.

Afife Jale: “Müslüman kadınlara sahnenin yasak olduğu dönemde ‘tiyatroculuğa’ merak salar. Asrın başında birileri maşa kullanmaktan hoşlanır. Ona ‘asrın yıldızı’ gibi davranırlar. Garibim ailesine de dönemez zira mahallenin bitirimleri ‘Afife’ye ‘Aşufte’ gözüyle bakar.”

Sigmund Freud: Sapıkların babası. Özellikle siyonistler ve Marksistler Freud’a sahip çıkar. Freud teorisi ise, Allahü tealanın kainatın şereflisi olarak yarattığı insanı, bir takım adi içgüdülerin esiri gibi gösteren bir teori. Sigmund da onlara uyar ve annesine bile ( ki eve 19 unda kuma gelmiş genç bir kadındır) ters bakmaya başlar. Günde en az 20 Puro içer, her akşam alkol alır ve delicesine kokain çeker. Freud Psikanaliz uyguladığı bir meslektaşına ( Dr.Frink) 'karından ayrıl ve git sevdiğini baştan çıkar' diyecek kadar arızalıdır… Mesela İslam ülkelerinde intihar da cinayet de yok denecek kadar azdır. İstatistikler Freud’u kesinlikle yalanlar ve bilimsel çalışmalar teoriyi kaldırıp çöpe atarlar... Ancak bu teorisi dinden devletten, cemiyetten nefret edenlerin işine gelir. Hedonistlerin (zevkçilerin) ateistlerin, fuhuş tüccarlarının ekmeğine yağ sürer. Özellikle Siyonistlerle Marksistler, Darwin ve Freud’a sahip çıkar, onları ölümüne savunurlar…

Cemil Meriç: Meriç’i sahiplenen çok olur lakin üstad “sağcı” denilmesinden de “solcu” denilmesinde de hoşlanmaz. Ona göre bunlar hakikatleri kapamaya yarayan uydurma mefhumlardır. Sosyal sınıflara ayrılmamış bir ülke neye yarar? Yine üstadın kızdığı kelimelerden biri çağdaşlıktır. ..Ona sorarsanız çağdaşlık masalı , Batının ihraç metaıdır, kokain gibi, LSD gibi, frengi gibi…Şuuru felce uğratan bir zehir. Cemil bu dönemde felsefeye çok takar, Marks, Engels, Freud derken bocalamaya başlar. İnançsız, yıldızsız, cıvıltısız, katran gibi geceler vıcık vıcık ısdırap… mümin desem değil, kafir desem hiç değil. Kemalist değil, Marksist değil, ateist değil, liberal değil, hümanist değil. Değil, değil, değil… Kendini “pozitivist” sandığı dönemlerde bile Hafız İdris Efendi’nin torunu olduğunu unutmaz, seccadesinin üstünde sabahlayan ve cübbesinin içinde yok olan Allah dostunu hatırından çıkarmaz.

Sütçü İmam: Maraşlı Ermenilerin bir eli yağda bir eli baldadır, henüz "millet-i sadıka"lıktan “güruh-u sabıka” lığa geçmedikleri için memurluk yapar…. adamlar bal kaymak yer, köşklerde, keşanelerde oturular…. Sebeplendikleri çanağa tükürürler… Türklerin hoşgörüsüne sığınan çapulcular narsımıza basar… İngiliz askerler ekseri Hintli Müslümanlardan seçildiği için Maraşlılarla takışmazlar. Halk da onlardan rahatsız olmaz. Ermeniler havayı germek için çok uğraşırlar.. Yol gözükmeli olunca Hintli Müslümanlar Türklere gizli gizli silah ve cephane sızdırırlar... Anladıkları dilden Ermeniler 31 Ekim 1919 günü hepten zıvanadan çıkar, arkalarını Fransız askerlerine dayayınca saldırılarının dozunu artırırlar.

Salvador Dali: ...Bunlar çarpık ilişki adına akla gelecek her haltı onaylar, gırtlaklarına kadar pisliğe batarlar. Göz ne görürse, gönül ona konar derler ya Dali’de “abuk saçık” resimler yapar. Kaldı ki yakın arkadaşları da sağlam papuç sayılmazlar, nitekim o da çizgi dışı bir adam olur çıkar. Saçlarını uzatır, dudaklarını boyar, gözlerini börtlete börtlete bakar ve aklını poşetlik resimlerle bozar.

Noel Baba: ...Sam amcalar her şeye “dolar” gözlüğüyle baktıkları için... Her yıl yarım milyon saf çocuk Kuzey Kutbuna mektup atar, Noel Baba’ya sipariş yağdırırlar. Eh, bu iş için kurulan vakıflar da propaganda fırsatını kaçırmazlar... Ancak veledlerin istekleri gitgide büyür, bisiklet, motosiklet, araba derken Noel Baba’yla araları bozulur, dikçe kopiller geyik muhabbetinden sıkılmaya başlarlar... Avrupalılar Hristiyanlığa uymak yerine dini kendilerine benzetmeye çalışır, putperest kültürden kurtulamazlar... Çocuklar üzerine yazıp çizenler Noel Baba’yı Nasreddin Hoca’yla karşılaştırırlar ve ortaya bir “medeniyetler çatışması” çıkar. Bir kere Noel Baba çocukları bedavacılığa iter, halbuki Hocamız düdüğü "parayı verene" çaldırır. Hoca karakterlidir. Noel Baba karaktersizdir... Noel’i kapıdan kovsanız bacadan girer, bilirsiniz bu tipler bütün hukuk sistemlerinde “haneye tevavüzden” yargılanırlar. Yaklaşık 2 milyar tıfıl olduğunu farz edelim. Noel Baba’nın Müslüman çocuklarına çarpı çektiğini ve sadece Hristiyan veledlerine servis yaptığını düşünsek dahi karşımıza 400 milyon gibi bir rakam çıkar.

Chiristoper Colombus:  Amerika kıtasına ilk ayak basan İspanyol'lardan sonra kıtada bir katliam yapıldı. Hasılı Bush’un dedeleri Amerika’yı “kanla zulumle” kurarlar. Süt bebeklerini ayaklarından tutup taşlara çarpar, köpeklerin önüne atarlar. Kimini alevlere iterler, kimini dallara sallandırırılar. Kristof eline geçen reisleri sıradan yerliler gibi öldürmez, daha enterasan bir son için fikrini zorlar. Kızılderililer kıtanın derinliklerine kaçarak gizlenseler de İspanyollar bunların peşine azgın köpekler takar. Bu hayvanları sadece yerli etiyle besleyip canavarlaştırırlar. Hatta köpekleri beslemek için insan eti satan kasaplar açarlar. Müşteriler “şu herifin çeyreğini ver” der kanlı butu omuzlarını vururlar. Azgın köpekler etlere hırlayarak dalar ama en fazla da kafatası sıyırmaktan hoşlanırlar.


Kaynaklar: Radikal ve Başka Haber


Bir sonraki gün Hürriyet Gazetesinde çıkan açıklama:

Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Nefret Saçan Kitapları Savundu: Bakış Açısına Göre Değişir:


Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan ise, ‘Büyük Adım Biyografi’ adlı kitabın ilçedeki ortaokullara 1000 adet dağıtıldığını doğruladı. Kitapta yer alan ifadelerle ilgili olarak da, “Bakış açısına göre değişir. Cümlenin ortasından alırsanız tabii biraz daha farklı şekilde mesaj verebilir. Orada yansıtıldığı kadar değil, bazı ifadeler biraz argoya kaçabilir belki ama cümlenin tamamını okuduğunuzda aslında ne anlatmak istediğini anlarsınız. İki kişi duvara bakar, biri duvar görür, diğeri bir resim” dedi.

İDEOLOJİK YAKLAŞIMLAR


Kitabın bazı bölümlerini okuduğunu ancak iddia edildiği gibi bir anlatım olmadığını savunan Faik Kaptan, “Bu kitaplar dünya tarihinde bugüne kadar gelmiş birçok insanın hangi şartlarla neler yaptıklarını, nasıl başarılı olduklarını anlatan kitaplar. Mesaj olarak öğrenciye, ‘dünya tarihinde gelmiş geçmiş bunca insan böyle şartlarda başarılı olmuşlar. Belki zaman zaman itilmişler, kakılmışlar, alay edilmişler ama kendi hedeflerine ulaşma konusunda gayret göstermişler başarılı olmuşlar. Siz de bunu yapabilirsiniz mesajı veren kitaplar aslında’ diye bir mesaj veriyor” diye konuştu. Kaptan şöyle devam etti:

“Bir grup insanın ideolojik yaklaşarak işi farklı noktalara çekmesinden kaynaklanıyor. İdeolojik kitaplar da değil bunlar. İnceleme komisyonları bunları inceliyor, ona göre dağıtılıyor. Çocukları olumsuz etkileyecek bir sakınca görülmeyen eserler Milli Eğitim aracılığıyla dağıtılıyor.” 


Eğitim Sen Maltepe'de Dağıtılan Irkçı ve Ayrımcı Kitaplar Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu 


 Eğitim Sen İstanbul 5 Nolu Şube, Maltepe ilçesinde okullarda dağıtılan ırkçı ve ayrımcı kitaplarla ilgili olarak suç duyusunda bulundu. Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, kitabı yayınlayanlar hakkında halkı kin ve nefret duygularıyla birbirine düşürmekten, kitabın dağıtılmasından sorumlu olan kamu görevlileri hakkında da görevi ihmal suçlarından dava açılması istendi.

Eğitim Sen, Maltepe Kaymakamı Ahmet Okur, kitapları incelemediklerini itiraf eden Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan, Şube Müdürü Muzaffer Doğan ve Büyük Adam Yayınları tarafından basılan kitapların editörü M. Sırrı Arvas hakkında suç duyurusunda bulundu.

Bilim insanlarının, farklı din ve inançlara, fikirlere sahip kişi ve grupların aşağılandığı, ırkçı hakaretlere uğradığı, bilimsellikten ve pedagojik dilden uzak dille kaleme alınan kitaplarla ilgili olarak suç duyurusunda bulunan Eğitim Sen, Kartal Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. “Çocuklarımıza, okullarımıza, geleceğimize sahip çıkıyoruz” yazılı pankartı Adliye girişine asan Eğitim Sen'liler, “Büyük Adımlar Yayınları” tarafından yayınlanan 15 kitaplık ırkçı ayrımcı kitap setini de yerlere serdi.

Suç duyurusundan önce basına bir açıklama yapan Eğitim Sen İstanbul 5 Nolu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan, 4+4+4 eğitim sistemi yasalaştırıldığında dile getirdikleri kaygılarının şimdi ne kadar haklı olduğunu gördüklerini söyledi. Sistemin pedagojik olmadığını, piyasacı bir yapıya sahip olduğunu, muhafazakar toplum inşası için oluşturulduğunu söyleyen Aydoğan, AKP'li bürokratlar tarafından da hemen uygulamaya sokulduğunu belirtti.

'KİTAPLARDA HERKES AŞAĞILANDI, DÜŞMANLAŞTIRILDI'


Söz konusu kitapların Maltepe ilçesinde 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine dağıtıldığını söyleyen Aydoğan, şöyle konuştu:

“Kitaplarda Özellikle İslam dinini esas alan kişilikler olağanüstü yüceltilirken açık bir şekilde din propagandası yapılmış, tarihe mal olmuş, insanlığın gelişiminde çığır açmış düşünürlere gerçeğe aykırı ve hakaret içeren, aşağılayıcı ifadelere yer verilmiş bu şekilde çocukların zihin dünyalarını karartmak istenmiştir. Kitapta bilim düşmanlığı, Yahudi düşmanlığı, Ermeni düşmanlığı içeren ifadelere yer verilmiş, Hristiyan dini ve dindar olmayan insanlar, Sol felsefine bakışana sahip insanlar aşağılanmıştır. Kitapta şiddet, özellikle Kadınlar, gayrimüslimler, Ermeni ve Yahudiler için adeta kutsanmıştır, kadın düşünürlere yer verilmemiştir. Kitap, ülkemizde kitaplarda övülen İslami kurallarla yaşamayanlar için, Aleviler için de yaşam hakkını inkar eden içeriğe sahiptir. 'Gavur-Kafir' gibi kelimeler oldukça sık kullanılırken, övücü manada 'molla-derviş-tarikat' kelimeleri de bir sıklıkla kullanılmıştır.”


Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan'ın “Kitapları incelemedik” itirafında bulunduğunu söyleyen Aydoğan, “Maltepe Kaymakamı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü görevi ihmal suçu işlemiştir. Büyük Adımlar Yayınevi ve editörü M. Sırrı Arvas gerçek dışı, yalan bilgilerle saygınlığı bütün dünyaca kabul edilen kişiler hakkında okuyanda nefret duyguları uyandıracak üslup ve dille kitaplar yayınlaması nedeniyle nefret suçu işlemiştir” diyerek, söz konusu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Aydoğan, Eğitim Sen olarak ırkçı, gerici, piyasacı, tek tipleştirici eğitime karşı eşit, özgür, bilimsel, parasız, laik, nitelikli eğitim mücadelesini sürdüreceklerini vurguladı.

Açıklamanın ardından Eğitim Sen tarafından hazırlanan suç duyurusu, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildi. Dilekçede, söz konusu kişiler hakkında Anayasanın 26/2, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10/2, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin 20/2 ve Türk Ceza Kanunu'nun 216. maddeleri uyarınca ivedilikle kamu davası açılması istendi.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

yazık.. gerçekten yazık bu halimize... yönetenlere de yazık yönetilelere de yazık... ama en çok yarınları bu çarpıklıklarla şekillenecek olan çocuklara yazık... bütün bunları bile bile duya duya halen çocuklarına ev-araba falan alarak onların geleceklerini garantilediklerini düşünebilen ve yönetcileri Tanrı sanan zavallılara ama daha da beteri "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyenlere yazıklar olsun...

Nalan dedi ki...

evet bu 10 yıldır böyle güzelim talim terbiye derin uykuda..... iyi uyutuluyor yaniiiiiii

Mümin dedi ki...

Aksine incelenerek özellikle dağıtılmıştır.Ayrıca derin uykuda olan talim terbiye değil bizleriz.

7.oda dedi ki...


Müfettişlerce içinde "nefret hissi uyandıran ve argo" kelimeler bulunduğunun saptandığı skandal kitapları dağıtan idarecilere soruşturma izni verilmedi.

Maltepe Kaymakamlığı, Edison için “küpünü doldurduğu”, Einstein için “pasaklı bir Yahudi olduğu”, Darwin için “gençliğinin maymunlara fıstık atmakla geçtiği”, Afife Jale için “aşüfte” olduğu yolunda ifadeler bulunan kitapların öğrencilere dağıtılmasından sorumlu Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan ve Şube Müdürü Muzaffer Doğan hakkında soruşturma izni vermedi.

Eğitim-Sen 5 Nolu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan, müfettişlerin “görevi kötüye kullanma” tespitine rağmen iznin verilmediğini söyledi. Geçen ekim ayında Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü onayıyla 5, 6, 7, ve 8. sınıfa giden bin öğrenciye “Büyük Adım Yayınları”na ait, on beş kitaplık “Büyük Adım Biyografi Dizisi” dağıtıldı. Ancak denetimden geçmeyen, bilimsel kaynakları belirtilmeyen bu kitaplarda ayrımcı ifadeler ve nefret dili hâkimdi. Kitapların önsözünde çocukların “kötülükleriyle, dalavereleriyle meşhur” olan bilimadamlarına da tanık olacakları anlatılıyor, kitapların “enfes” üslübuna dikkat çekiliyordu.

Nefret hissi uyandırıyor

Radikal'den Umay Aktaş Salman'ın haberine göre, Eğitim Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan, denetimden geçmeden dağıtılan kitaplar nedeniyle İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan ve Şube Müdürü Muzaffer Doğan’ı “görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle Kartal Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyet etti. Savcılık yazısı üzerine il eğitim denetmenleri soruşturma yapmak için görevlendirildi.

Denetmenler 2 Ocak 2013’te ön inceleme raporunu tamamladı. Kaymakamlık kararında ön inceleme raporu ve ek dosyanın incelendiği belirtilerek, “Kişilerin Talim Terbiye Kurulu’nun denetiminden geçmemiş olan Büyük Adım Yayınevi tarafından yayımlanan ve içeriğinde insanlarda nefret hissi uyandıran ve argo kelimeler bulunan kitapları Maltepe’deki okullarda öğrencinin okuması için dağıtmak suretiyle görevi kötüye kullandığı iddia edilmekte ise de” ifadeleri yer aldı ancak sorumlular korundu.

Kaymakam Ahmet Okur’un imzası olan kararda, okullara dağıtılan kitapların Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından gönderildiği, amacın ise tamamen öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmaya yönelik olduğu, kitapları incelettirdikleri, çocukların ve toplumun zararını düşünmeye yönelik amacın olmadığının anlaşıldığı anlatıldı.

Kitaplar toplatılmadı

Eğitim-Sen 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğan karara tepki gösterdi. İtiraz edeceklerini ve olayın peşini bırakmayacaklarını anlatan Aydoğan şöyle konuştu: “Kitapların toplatılmasını talep etmiştik. Artık dağıtılmıyor ama toplatılmadı da. Kitaplar incelenip de bu sonuç çıkarsa vay halimize. Saygın, dünyaca ünlü Fareler ve İnsanlar için hemen kurul toplanıp sakıncalı buluyor, Şeker Portakalı, Semerkant ile ilgili velilerin şikâyetleri dikkate alınıp inceleniyor. Bu kitaplardaki sakıncalar ortada iken bir şey olmuyor.”